Büyük Sürprizli Harry Potter Kurabiyeleri/Kısa Bir Hayat Dersi :)

Geçtiğimiz ay benim tatlı blog arkadaşım Sinem'in kardeşi Didem'in doğum günüydü. Sinem de benim biricik kardeşim var, hediye edebildiğim en güzel şeyleri hediye edeceğim, senden de bir şey isteyebilir miyim dediğinde seve seve kabul ettim.

Aslında, hayat tamamen bir etkileşim. Evet, biliyorum bu cümle ile atomun yapısını çözmedim ama bence onun kadar önemli bir konu bu da, inanın :)

Mesela, ne zaman Sinem için bir şey çalışacak olsam, bana o kadar güveniyor ve koşulsuz şartsız teslim oluyor ki, onun siparişlerinde şu küçük aklımdan uzaklaşıp başka alemlere uzuyorum. Tabii sadece Sinem'de değil, beni hiç tanımadığı halde o kadar naif mesajlar gönderen ve sipariş verip güzel sözler sarf eden öyle insanlar var ki. Mail okurken gözlerimden yaş aktığını biliyorum ben :)

Peki bazılarında ne oluyor da böyle olmuyor derseniz, sonuçta aslında hepimiz kendi o küçücük akıllarımızda yaşıyoruz, onda bize bile zor yer varken biri gelip diyor ki, benim aklımdaki bu al, şimdi o küçücük alana bu küçücük şeyi sıkıştır. Oysa, iki taraf da kendi düşüncelerini açıklasa, siparişi veren de onu yaratıcılığı ile renklere dönüştürecek olan da bir noktada uzlaşsa... güvensen sen bu işin ehline... Güvenmiyorsan da hiç zamanını almasan. İşte öyle olunca yaratıcılığa bir çizgi çekliliyor, adı para veren bencillik oluyor, kısaca olmuyor...

Yine sırf bu yüzden bazı ürünlerin satışını iptal ettim. İnsan yürümek istediği yolu kendine sıklıkla hatırlatmalı, yazın bunu kenara. Çok da esnetmeyin kendinizi. Vallahi, bak değmiyor. Canım cicimlerden uzak durun, çok da minnet duymayın kimselere. Bize üniversitede ilk öğretilen cümlelerden biriydi bu :"Emek, mal değildir, candır." İşte o canınızın kıymetini en çok siz bilin, diğerleri haddini bilir ondan sonra.

Şu çok değerli (!) -ayrıca gülmeyiniz, pek rica ediyorum :)- hayat dersinden sonra size kısaca Harry Potter kurabiyelerini anlatayım.

Didem-Sinem ve benim en büyük ortak noktalarımızdan biri Harry Potter aşkımız. Hepimiz Voldemort'a düşman, Hogwarts'a gönüllü öğrenci, Harry'nin adsız dostlarıyız.

Öncelikle, bir kurabiye içine Didem'e bir davetiye gizledik ve onu bir oyuna davet ettik. Bu oyunun kurallarını parşömene ben yazdım :) Yanında baykuş kurabiyeleri de içine mesajlar yazarak gönderdim. Bunların hepsi bir oyunun parçasıydı. Biraz zamanını aldı ama kesinlikle çok eğlendi Didem de, ig de bu anlara tanık olanlar da :)

Kurabiyeyi ig hesabımda çok detaylı açıkladım. Ardından bir sürü mail geldi, benim fikrim olan bir şeyi onlara da adeta alın yapın dercesine açıkladım, sipariş olacağını düşünerek. Sonra bir arkadaşım beni aradı ve dedi ki, "Yeliz çok rica ediyorum, bulduğun harika fikirleri açık açık yazma şöyle. Öyle bir anlatmışsın ki gör bak herkes aynısını yapacak." Nasıl canım sıkıldı anlatamam, çünkü çok haklı bu arkadaş. Neyse... Bu kez çok detaylı yazmadım, aynı sürprizi bana yaptırmak isteyenler mailimden ulaşabilirler.

Bu arada bir ek bilgi: Harry Potter zarfı benim fikrim değildi, birçok yerde zarflar ve davetiyeler vardı. Benim fikrim onu zarf şeklinde bir kurabiyeye saklamaktı.

Çevrenizde Harry Potter fanları varsa, bu sürpriz onları mutluluktan uçurabilir, haberiniz olsun.

Sevgiler...