Her Ölüm...

Oruç Aruoba diyor ki;

"Her ölüm dünyada bir çatlak açar – bir boşluk bırakıp öyle gider her kişi : öteki kişiler de, şimdi, o çatlağı kapatmakla, o boşluğu doldurmakla görevlendirilmiş hissederler kendilerini.
...
Oysa, önemli olan, çatlağı açıkça görebilmek, boşluğu olduğu gibi yüklenebilmekti.
Çünkü, ölüm, onmaz; yaşam, onarılmazdır."


Bir kaybım var, senenin her iki nisanında daha fazla içimi acıtan.
Oruç Aruoba'yı ve arkadaş olsun diye melek kitap kurdumu da aldım yanıma. Bir parka gittim ve o çatlak parça, tamamlanamayacak boşluk anısına ölümü ve özlemi okudum.

Burnum akmaya başladı. Önüne geçemedim. Öyle ki, krize dönüştü. Allerji krizim tuttu. Hala akıyor.
Burnunuzdan akan damlaların, aslında içe dökülen gözyaşlarınız olduğunu duymuş muydunuz?
Hastalıkların ruhsal nedenlerini araştırıp tedavi olanakları sunan Louise Hay böyle diyor.

Ben Oruç Aruoba'dan Louise Hay'e nasıl gelmiş olabilirim? Terazinin iki farklı kefesini bir yazıda nasıl ve neden birleştirdim? Bilmiyorum...

Bildiğim, felsefeye sığındım, burnumdan gözyaşlarım akarken. Özlediğime, rüyalarıma girip benimle konuştuğu, böylece hiç ölmediği, ölümün aslında bizim bildiğimiz gibi bir şey olmadığını anladığım için teşekkür ettim.
Sevgi ve minnetle...

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar