Şekerden Tablolar: En Güzel Günlerimiz; Henüz Yaşamadıklarımız...
Şimdilerde yeni bir moda var, herkes sosyal medyada bir diğeri ile can ciğer.
Herkes, muhteşem, herkes iyi bir şey, sıfatımsı, zamirimsi...
Herkesin önünde bir canım.
Özen Yula diyor ki, "Aşklar, epeydir koyu ve derin değil." Ekliyorum dostluklar, arkadaşlıklar da.
O da ekliyor ve diyor ki "Zaten insanoğlu epeydir koyu ve derin değil."
Bi gidin... Şimdi oldu!
Sen hiç yapmıyor musun böyle canımlar cicimler diyeceksiniz. Yapıyorum, giderek o kadar temkinli yapıyorum ki hatta. Ve ne yazık ki -ve çok şükür ki- benim güzel kafam o çıkar ilişkilerine hiç çalışmadığından içtenlikle yapıyorum bunu. Karşılık beklemeden, seçerek, bilerek, isteyerek..
Neyse, ben nasıl düştüm bu konunun içine.
Aslında şunu söyleyecektim: Evet birçok insan diğer birçoklarına hep bir yağ bal. Nedeni de, takipçi kazanmak, sempati kazanmak, benim tahmin edemeyeceğim birçok şeyi planlamak vs.
Ama özünde şöyle şeyler de var. Mesela, size çok içtenlikle yaklaşan insanlar. Sizin emeğinize değer veren insanlar. Naif, ince düşünceli, nazik insanlar...
Gerçekten çok şükür, binlerce şükür...
Sanki ilahi bir güç, bu kız kendini korumayı beceremez en iyisi ben bir göz kulak olayım diyerek beni o tarz insanlardan koruyor da diğerlerinin bana ulaşmasını sağlıyor.
Onlarla güzel işler yapıyoruz.
Mesela bir tablo yapın ama mutlaka Nazım Hikmet'in bu dizesini yazın. Bu bizim için çok değerli diyebiliyorlar.
Yazıyorum. Sonra şükrediyorum.
Sonra paylaşırken bir sürü canım bir sürü teşekkür ifade etmek istiyorum.
İlk kısımda anlattığım yapaylık elimi kolumu bağlıyor.
Demek istediklerimin yüzde onunu yazıp ifade ettiğime inanmak istiyorum.
İşte onların en güzellerinden biri Sevilay ve Ezgi'nin hikayesi.
...
Özetle, işimi, bu işin bana kazandırdığı bütün altın kalpli insanları çok seviyorum.
Dünyada böyle insanlar var diyebiliyorum.
Diyemediğim, başkaları tarafından kirletilen kelimeler.
Onları da içimden diyorum, onlar o kelimeleri bırakıp soğuk yazışmaların moda olacağı o güne dek...
Herkes, muhteşem, herkes iyi bir şey, sıfatımsı, zamirimsi...
Herkesin önünde bir canım.
Özen Yula diyor ki, "Aşklar, epeydir koyu ve derin değil." Ekliyorum dostluklar, arkadaşlıklar da.
O da ekliyor ve diyor ki "Zaten insanoğlu epeydir koyu ve derin değil."
Bi gidin... Şimdi oldu!
Sen hiç yapmıyor musun böyle canımlar cicimler diyeceksiniz. Yapıyorum, giderek o kadar temkinli yapıyorum ki hatta. Ve ne yazık ki -ve çok şükür ki- benim güzel kafam o çıkar ilişkilerine hiç çalışmadığından içtenlikle yapıyorum bunu. Karşılık beklemeden, seçerek, bilerek, isteyerek..
Neyse, ben nasıl düştüm bu konunun içine.
Aslında şunu söyleyecektim: Evet birçok insan diğer birçoklarına hep bir yağ bal. Nedeni de, takipçi kazanmak, sempati kazanmak, benim tahmin edemeyeceğim birçok şeyi planlamak vs.
Ama özünde şöyle şeyler de var. Mesela, size çok içtenlikle yaklaşan insanlar. Sizin emeğinize değer veren insanlar. Naif, ince düşünceli, nazik insanlar...
Gerçekten çok şükür, binlerce şükür...
Sanki ilahi bir güç, bu kız kendini korumayı beceremez en iyisi ben bir göz kulak olayım diyerek beni o tarz insanlardan koruyor da diğerlerinin bana ulaşmasını sağlıyor.
Onlarla güzel işler yapıyoruz.
Mesela bir tablo yapın ama mutlaka Nazım Hikmet'in bu dizesini yazın. Bu bizim için çok değerli diyebiliyorlar.
Yazıyorum. Sonra şükrediyorum.
Sonra paylaşırken bir sürü canım bir sürü teşekkür ifade etmek istiyorum.
İlk kısımda anlattığım yapaylık elimi kolumu bağlıyor.
Demek istediklerimin yüzde onunu yazıp ifade ettiğime inanmak istiyorum.
İşte onların en güzellerinden biri Sevilay ve Ezgi'nin hikayesi.
...
Özetle, işimi, bu işin bana kazandırdığı bütün altın kalpli insanları çok seviyorum.
Dünyada böyle insanlar var diyebiliyorum.
Diyemediğim, başkaları tarafından kirletilen kelimeler.
Onları da içimden diyorum, onlar o kelimeleri bırakıp soğuk yazışmaların moda olacağı o güne dek...
Yazı dilindeki samimiyet hissediliyor "sevgili" Yeliz. Dediğiniz gibi, canımdı cicimdi bu tür kelimeleri kullanırken ben de çok ince eler sık dokurum. Samimiyeti artık kanıksamam ve buna inanmam gerekir. Sizin cümlelerinizden samimi, hassas, düşünceli ve kılı kırk yararak yazan bir insan olduğunu hissediyorum ben okuduğum ilk zamanlardan beri. Bu sebeple yapay ve vıcıklaşmış (!?) -ağır oldu belki ama- insanlar da zamanla ortamın kendilerine uygun olup olmadığını fark ediyorlar zaten. Takipte kalmaya devam ediyorlarsa da yorumlarında bir özen görülüyor. Kişi kişinin aynasıdır;) Rahat olunuz:)
YanıtlaSilNasıl mutlu oldum yorumunuza. Çok teşekkür ederim samimiyetinizden ötürü.
SilAsıl sorun da bu belki, kelimeler aslında o kadar içten o kadar güzel ki, kirletilince olan o hisleri gerçekten duyumsayanlara oluyor.
"Kişi kişinin aynasıdır." İşte aynen budur bence de...
Çok teşekkür ederim, yürek dolusu sevgiler...
:) Ne yazsam bilemedim ki. Neyse sen anladın ;) Tabii yazının ilk kısmı için söylüyorum bunları. Tablo ise muhteşem...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Sinem'cim :)
SilBiz birbirimizi biliriz, anlarız. :)
Çok öpüyorum...
Cok güzel bir tablo olmus yine ve seni böyle oldugun icin cok seviyorum.
YanıtlaSilÇook mutlu oldum Ahu'cum, çok :)
SilÇok teşekkür ederim...
Hala yapıyor musunuz acaba.. Gerçekten çok güzeller tatlılar
YanıtlaSil