Kitapların Dayanılabilir Yalnızlığı

Bazen diyorum ki, elimde olsa kendime kitaplardan bir dünya kurar ve kitap sevgisi olmayan kimseyi o dünyaya sokmazdım. Ekmeğimi fırından alırken Anna Karenina'yı konuşmak isterdim örneğin, manava gittiğimde domateslerimi tartacağı yerde "İki dakika beklerseniz, en heyecanlı yerindeyim." diyen bir esnafı görmek isterdim. Ne hayaller ama!

Dış çevremizin tamamını o kişilerden seçemesek de, en yakın arkadaşlarımı sadece kitap severlerden seçmeyi yeğliyorum ben. 
Ne kadar az dedikodu...
Ne çok fikir...
Ne olağanüstü düşünceler...
Ne denli rafine bir yaşam...


Sıfır hayalgücü ve yüzde yüz bireysellik olan insanlara katlanamıyorum. Gördüğü ile yetinene, yetindiğini anlamsızca savunanına. Öğrenme sürecini okulla ve okul dışı saçma sapan ticaret/kurumsal uyanıklıklarla tamamlamış olanına.

Halamla annem "İnsan sevmiyorsun sen." diyorlar.
Ben "Siz bayağı insanları seviyorsunuz da bir işe mi yarıyor?" diyorum.
Ne kadar çok mutsuzluk, ne denli başkaları...

Paralel evrenlerden birinde yürüyorum.
Yanımda ne kadar az insan. Az ama özler. Hepsi birer ansiklopedi. Benim için büyük mutluluk.

Geçen gün bir arkadaşım "Çığlık atmak istiyorum Yeliz." dedi. Yüzlerce insan çevremdeyken çığlık çığlığa "Nasıl benim gördüklerimi göremiyorsunuz. Nasıl gündelik hayatın sizi uyuşturmasına izin veriyorsunuz. Nasıl bu denli körsünüz! Topunuzun canı cehenneme!" diye. Daha bu noktada olmadığımdan, daha doğrusu o noktayı belki çoktan geçtim ama, insanları değiştirmek gibi bir gayem olmadığından ve umursamadığımdan, sessizce güldüm.
Onun yerine, kendi kendinin çığlığı olmasını önerdim.

Fi'de Can Manay en manipüle edici davranışlarından birini ortaya koyduğu gecede Deniz'e yükleniyor.
Deniz'in zayıf noktasını bulmaya çalışıyor. Çünkü, o sohbette Deniz sistemin bizi zayıf noktalarımızdan yakalayıp içine çektiğini savunuyor. Aç birini doyurup kendini iyi hissetmek gibi.
Denizse, böyle bir noktası olmadığını, çünkü o noktayı bulduğu anda onunla yüzleşip hayatından çıkardığını söylüyor.

Bu nedenle işimiz hep kendimizle.

Bazen de diyorum ki, üç beş pahalı çanta alıp sevinen, ya da aklını bütün gün burnuna gözüne adayan o kızlardan olsaydım da herkes mutlu olsaydı çevremde.

Yorumlar

  1. O kadar etkilendim ki yazdiklarinizdan. O kadar da haklisiniz ki diyecek hic bir sey bulamiyorum 😔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüreğimi sıkan konuyla içinize dokunabilmek ne güzel. Hele mevzu kitaplarsa...
      Çok teşekkür ederim yorumunuz için.
      Sevgiler...

      Sil
  2. Son yazdığın cümleyi ben de zaman zaman öyle çok diliyorum ki bilemezsin...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok istersek olur belki :)
      Ay Allah korusun :)

      Sil
    2. :))) Çok güldüm. Bence de korusun ;)

      Sil
  3. Ah şu kitaplar ne iyi arkadaşlar. Son zamanlarda somut arkadaşlık kavramı o kadar canımı sıkıyor ki. Adeta bencilizm diye bir alanları var. Ben de senin gibi yapıyorum. Ya kitap okuyorum ya da burasıyla ilgileniyorum. Çok sevdiğim bir söz var benim de... Mutlu mu olmak istiyorsun? Az insan, az eşya = çok huzur...Pembe Kreasyon

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle. Biz yapıyoruz kötülüğü de kendimize, hayatımızda istemediğimiz herkes bizim eserimiz. Hep bağlı kalabilsek o prensibe, hayat çok da zor olmayacak aslında.
      Bencilizm'e ben de katılıyorum, bu şekilde tdk'ya geçmeli bence :)
      Hayatımızdan kitap ve sahici dostlar eksik olmasın :)
      Sevgiler...

      Sil
  4. Benim kaygım bambaşka. Kitaplar tabii ki bir derya. Ömrümüz yetmeyecek maalesef okumaya. Ama edebi yönden eksik, kurgusu, hikâyesi berbat popüler yazınların çoğalması gerçekten canımı sıkıyor. Nietzsche "Herkesin okumayı biliyor oluşu zamanla yalnız yazmayı değil, düşünceyi de bozuyor" der. Kitaplara dair bakış açısının biraz da bu yüzden bozulduğunu hatta hiçbir zaman tam anlamı ile insanlarımıza yerleşmemiş olduğunu düşünüyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim de dayanamadığım türde yayınlar var ve çoğu da bestseller. Arz mı talep yaratıyor yoksa talep mi insanlarda arzı doğuruyor bilemiyorum ama ne kadar az okuyan bir toplum olduğumuzu ve okumayanların dünyasının içeriğini de bildiğimden her koşulda ne olursa olsun okumak iyidir diye düşünüyorum. :)
      Sevgiler...

      Sil
  5. Yalnız olmadığımı bilip, böyle hayalleri olanların varlığını bilmek dahi rahat nefes almamı sağladı...
    www.playinduo.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnız değiliz kesinlikle, bence her gün yavaş da olsa artan ve ileride çoğunluk denilecek o grubun içindeyiz :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar