Gezinenlerin Hepsi Kaybolmuş Değildir
#Buyazıylakarşılaştıysanızbelkibirnedenivardır.
İki yıl önce tesadüfen bir kitap bana ulaşmıştı. Hediye edilen ben değildim, ama hediye edilen okumak istemiyorum al ya da başkasına ver, dediği için kitap bana kalmıştı.
Böyle bir durumda şu anki bakışaçım doğrudan, "Bu bir işaret olmalı, kitap başkasına hediye edildi ama beni seçti. Demek ki benim bu kitaptan almam gereken bir bilgi, kavrayış var, hemen okumalıyım." olur. İki yıl önceki kavraşıyım farklıydı ama kitapları çok sevdiğimden kimseye vermedim kütüphaneme bir yıl dokunmamak üzere kaldırdım.
Öylesine bir mayıs sabahı, birkaç sayfa okuyayım, adından da belli ki boş bir kitap ama hiç yoktan iyidir dedim ve başladım. Sindire sindire okumak istesem de fikirler o kadar hayatımın içinde dans etmeye başlamıştı ki kitap altı çizili, notlarla, ünlemlerle ve yıldızlarla dolu sayfalarıyla birkaç haftada bana son sayfasını gösterdi. Sonra da bu kitabın hayatımdaki rolünü çok geçmeden anladım. Şimdilerde sıklıkla tıkandığım noktalarda, elime alıyorum yeniden bir aydınlanma sağlıyor.
Nedir bu kitap derseniz:
Kitabın yazarının babası dünyanın en zengin iş adamlarından biri olan Warren Buffett. Ama bu zenginliğe rağmen kendisi tüm çocuklarına istediği mesleği ve hayatı seçme hakkını vermiş ve çocukları her kültüre ve sosyoekonomik konuma saygı gösteren, barındıran bir ortamın içinde yetişmişler. Peter Buffett'ın dediği gibi "Özetlemek gerekirse babam, ağızdaki gümüş kaşığın kısa zamanda sırtta gümüş hançere dönüştüğüne inanır. Aileden gelen zenginliğin motivasyonu kuruttuğuna, heyecanı azalttığına ve söz konusu genci kendi yaşamını keşfetme macerasından alıkoyduğuna inanır."
Elimde olsa, çizdiğim her satırı sizinle paylaşırdım ama kitap baştan sona değerli fikirlerle dolu. Ben bazılarına burada yer verirken, doğru kişilerin bu kitapla karşılaşmasını ümit edeceğim :)
"Ne zaman önyargılı ve peşin hükümlü davransak yaşamlarımızı daraltır ve yoksullaştırırız. İş yaşamında kadın ve erkeklerin aynı öneme sahip olmadığını mı düşünüyorsunuz? Öyleyse, dünyanız yarı yarıya küçüldü. Eşcinsel eğilimlere karşı mısınız? Öyleyse, dünya nüfusunun %10 kadarından kendinizi mahrum ettiniz. Siyahlarla birlikteyken rahat olamıyor musunuz? Latin ırkı? Sanırım konuyu nereye sürüklemek istediğimi anladınız. Önyargılı ve toleranssız olmaya yenik düştükçe, zaman içinde yaşamınızda siz ve sizin gibi görünen, düşünen birkaç kişiden başka kimse kalmayacaktır. Bu da yaşamınızı küçük, kibirli ve ölümüne sıkıcı bir kulüp havasına dönüştürecektir. Böyle bir dünyada yaşamaya değer mi?"
"Bazıları iş ahlakının, hiçbir tutku hissetmediği, hatta nefret ettiği bir işte haftada altmış ila seksen saat bir köle gibi çalışmak demek olduğuna inanır. Buradaki düşünce saf çaba, kendinden vazgeçiş ve geçirilen zamanın çokluğunun doğal olarak erdemli olduğudur.
Bir gün size, adının saçma olduğunu düşündüğünüz bir kitap şans eseri gelirse geri çevirmeyin olur mu?
İki yıl önce tesadüfen bir kitap bana ulaşmıştı. Hediye edilen ben değildim, ama hediye edilen okumak istemiyorum al ya da başkasına ver, dediği için kitap bana kalmıştı.
Böyle bir durumda şu anki bakışaçım doğrudan, "Bu bir işaret olmalı, kitap başkasına hediye edildi ama beni seçti. Demek ki benim bu kitaptan almam gereken bir bilgi, kavrayış var, hemen okumalıyım." olur. İki yıl önceki kavraşıyım farklıydı ama kitapları çok sevdiğimden kimseye vermedim kütüphaneme bir yıl dokunmamak üzere kaldırdım.
Öylesine bir mayıs sabahı, birkaç sayfa okuyayım, adından da belli ki boş bir kitap ama hiç yoktan iyidir dedim ve başladım. Sindire sindire okumak istesem de fikirler o kadar hayatımın içinde dans etmeye başlamıştı ki kitap altı çizili, notlarla, ünlemlerle ve yıldızlarla dolu sayfalarıyla birkaç haftada bana son sayfasını gösterdi. Sonra da bu kitabın hayatımdaki rolünü çok geçmeden anladım. Şimdilerde sıklıkla tıkandığım noktalarda, elime alıyorum yeniden bir aydınlanma sağlıyor.
Nedir bu kitap derseniz:
Kitabın yazarının babası dünyanın en zengin iş adamlarından biri olan Warren Buffett. Ama bu zenginliğe rağmen kendisi tüm çocuklarına istediği mesleği ve hayatı seçme hakkını vermiş ve çocukları her kültüre ve sosyoekonomik konuma saygı gösteren, barındıran bir ortamın içinde yetişmişler. Peter Buffett'ın dediği gibi "Özetlemek gerekirse babam, ağızdaki gümüş kaşığın kısa zamanda sırtta gümüş hançere dönüştüğüne inanır. Aileden gelen zenginliğin motivasyonu kuruttuğuna, heyecanı azalttığına ve söz konusu genci kendi yaşamını keşfetme macerasından alıkoyduğuna inanır."
Elimde olsa, çizdiğim her satırı sizinle paylaşırdım ama kitap baştan sona değerli fikirlerle dolu. Ben bazılarına burada yer verirken, doğru kişilerin bu kitapla karşılaşmasını ümit edeceğim :)
"Ne zaman önyargılı ve peşin hükümlü davransak yaşamlarımızı daraltır ve yoksullaştırırız. İş yaşamında kadın ve erkeklerin aynı öneme sahip olmadığını mı düşünüyorsunuz? Öyleyse, dünyanız yarı yarıya küçüldü. Eşcinsel eğilimlere karşı mısınız? Öyleyse, dünya nüfusunun %10 kadarından kendinizi mahrum ettiniz. Siyahlarla birlikteyken rahat olamıyor musunuz? Latin ırkı? Sanırım konuyu nereye sürüklemek istediğimi anladınız. Önyargılı ve toleranssız olmaya yenik düştükçe, zaman içinde yaşamınızda siz ve sizin gibi görünen, düşünen birkaç kişiden başka kimse kalmayacaktır. Bu da yaşamınızı küçük, kibirli ve ölümüne sıkıcı bir kulüp havasına dönüştürecektir. Böyle bir dünyada yaşamaya değer mi?"
"Bazıları iş ahlakının, hiçbir tutku hissetmediği, hatta nefret ettiği bir işte haftada altmış ila seksen saat bir köle gibi çalışmak demek olduğuna inanır. Buradaki düşünce saf çaba, kendinden vazgeçiş ve geçirilen zamanın çokluğunun doğal olarak erdemli olduğudur.
Özür dilerim ama bu erdem değil,
mazoşistliktir. Bazı durumlarda ise paradoksal olarak tembelliğin ve hayal gücü
kısırlığının belirtisidir. Eğer gerçekten bu denli sıkı çalışan biri iseniz
neden bu kadar çok zamanı ve çabayı sevdiğiniz bir konuda çalışarak
harcamıyorsunuz?
Babam için –ve benim için- gerçek iş ahlakı
kendini keşfetme çabasını sarf etmek, yapmaktan zevk alacağınız işi bulmakla
başlar. Böylelikle zor ve yorucu olduğu zamanlarda, hatta özellikle böyle
zamanlarda dahi işinizi zevk verebilir kılmak mümkün olur."
"Önemli olan elindeki kendi setinle neler ortaya
koyabildiğindir. Yönünü biraz değiştirdiğinde önden esen rüzgar arkadan esen
rüzgar haline gelir. Gözlerinizdeki güneş, devam ettikçe bir süre sonra
arkanızda kalacaktır. Yaşama nerede başladığın değil, nereye gittiğin
önemlidir."
"Gezinenlerin hepsi kaybolmuş değildir."
Bu kitap, benim için ciddi bir başucu kitabı, ilkyardım çantası ve yol haritası oldu. Bu nedenle, yazarına teşekkür edemesem de Alfa Yayınları'na bu vesile ile bir teşekkürü borç bilirim.
Güzel kitapmış belli. Paylaştığın için teşekkürler :)
YanıtlaSilKesinlikle, gerçi her kitap herkeste aynı etkiyi bırakmıyor ama benim bu kitaptaki bilgilere ihtiyacım varmış. Umarım benim gibilerin karşısına çıkar :)
SilÇok ilham verici, nefret ettiğim memurluk işinden ayrılmayı düşünüyorum ve bir bakarsın oluverir değil mi? ÇEvremdekilere göre delinin tekiyim çünkü devlet işinden şikayet ediyorum ama mutsuzum. Şimdi araştıracağım bakalım bulabilecekmiyim kitabı, teşekkürler:))
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :)
SilHayatımız ne yazık ki genellikle başkalarının düşündükleri ve kendi isteklerimiz arasında gidip geliyor. Bence mutsuzluk insanın kendine ödetebileceği en kötü bedel :( Umarım, seni mutlu edecek yeni bir yol bulursun ve onda ilerlersin. Sen buldun mu dersen, eh arıyorum hala :))
Bu arada hemen baktım da D&R ve İdefix'te satışta görünüyor.
Mutluluk verici gelişmelerin hayatında olması dileğiyle :)