Minoa, Cafe Fernando ve Tesadüfler
Herkese merhaba,
Bu güzel pazartesi gününde siz muhtemelen hiç olmak istemediğiniz bir yerde bilgisayarınızın başındayken ışınlanmak isteyeceğiniz bir kafeden bahsedeceğim size. Bana kızmayın ve bu hafta sonu için size bir tavsiyem olduğu için mutlu olun hatta :)
Fotoğraflarını gördüğüm ilk andan beri gitmek için can attığım bir yer burası.
"Minoa Bookstore&Cafe"
Minoa, Akaretler'de, hem minicik bir kafe, hem de bir kitapçı. Hemen bir kitap satın alıp kahvenizi içerken onun sayfalarında dolaşmak isteyeceğiniz kadar da samimi.
Benim Minoa'ya gitme nedenim ise, daha önce de birçok defa bloğumda yer verdiğim Cafe Fernando söyleşisiydi.
Cenk Sönmezsoy, bu kafede küçük bir grupla söyleşi yapacaktı ve o küçük gruba davet edilmiştim. İyi ki de edilmişim zaten, yoksa makarondan tutun da diğer tariflere kadar kafamdaki soru işaretleriyle nasıl yaşarmışım bilmiyorum. :)
Söyleşinin en unutmadığım diyaloglarından biri, Cenk'in bu kitap için yaptığını söylediği alışverişlerdi. Hani sadece tariflerdeki titizliğini görüyoruz ya, meğerse Ebay'den doğru sunum tabaklarını seçmek için günlerini, aylarını harcamış.
Bu güzel etkinliğin bir diğer sürprizi ise, benim çok uzun zamandır severek takip ettiğim, Instagram kullanan çoğu okuyucunun tanıyacağı fufuokur'la aynı etkinlikte buluşmaktı. Funda'yla uzun zamandır gerçek hayatta tanışmayı planlıyorduk ve benim planlarımdan biri de onunla bu şirin kafede buluşmaktı. Ama tanıştığımız ortam bir gece öncesi Secduş'un harika mekanında Kafka Gecesi (Bir gün umarım yazısını yazacağım :)) oldu. O gece ertesi gün Minoa'ya gideceğini söyleyince ikimizde de kısa bir şaşkınlık oldu :) Bu kadar az katılımcı ile gerçekleşen bir organizasyona davet edilmek hem şaşırttı hem de güldürdü bizi.
Cenk, bizim için vanilya çubukları getirmiş, etkinlik sonunda hediye edildi. Benim de vanilya çubuklarım bitmişti ve yine Eminönü'ne gitmeden bu işi nasıl halletsem derken imdadıma geçici süreliğine de olsa yetişti :) Hem kitabından tariflerle hazırlanan ikramlar, hem de küçük şişenin içindeki vanilya çubukları diğer harika sürprizlerdi.
Gitmek isteyenler için Minoa'nın adresi: Süleyman Seba Cad. Park Apt. No:52/A Vişnezade, Beşiktaş / İstanbul
Hepimize mutlu bir hafta dilerim.
Sevgiyle...
Bu güzel pazartesi gününde siz muhtemelen hiç olmak istemediğiniz bir yerde bilgisayarınızın başındayken ışınlanmak isteyeceğiniz bir kafeden bahsedeceğim size. Bana kızmayın ve bu hafta sonu için size bir tavsiyem olduğu için mutlu olun hatta :)
Fotoğraflarını gördüğüm ilk andan beri gitmek için can attığım bir yer burası.
"Minoa Bookstore&Cafe"
Minoa, Akaretler'de, hem minicik bir kafe, hem de bir kitapçı. Hemen bir kitap satın alıp kahvenizi içerken onun sayfalarında dolaşmak isteyeceğiniz kadar da samimi.
Benim Minoa'ya gitme nedenim ise, daha önce de birçok defa bloğumda yer verdiğim Cafe Fernando söyleşisiydi.
Cenk Sönmezsoy, bu kafede küçük bir grupla söyleşi yapacaktı ve o küçük gruba davet edilmiştim. İyi ki de edilmişim zaten, yoksa makarondan tutun da diğer tariflere kadar kafamdaki soru işaretleriyle nasıl yaşarmışım bilmiyorum. :)
Söyleşinin en unutmadığım diyaloglarından biri, Cenk'in bu kitap için yaptığını söylediği alışverişlerdi. Hani sadece tariflerdeki titizliğini görüyoruz ya, meğerse Ebay'den doğru sunum tabaklarını seçmek için günlerini, aylarını harcamış.
Bu güzel etkinliğin bir diğer sürprizi ise, benim çok uzun zamandır severek takip ettiğim, Instagram kullanan çoğu okuyucunun tanıyacağı fufuokur'la aynı etkinlikte buluşmaktı. Funda'yla uzun zamandır gerçek hayatta tanışmayı planlıyorduk ve benim planlarımdan biri de onunla bu şirin kafede buluşmaktı. Ama tanıştığımız ortam bir gece öncesi Secduş'un harika mekanında Kafka Gecesi (Bir gün umarım yazısını yazacağım :)) oldu. O gece ertesi gün Minoa'ya gideceğini söyleyince ikimizde de kısa bir şaşkınlık oldu :) Bu kadar az katılımcı ile gerçekleşen bir organizasyona davet edilmek hem şaşırttı hem de güldürdü bizi.
Cenk, bizim için vanilya çubukları getirmiş, etkinlik sonunda hediye edildi. Benim de vanilya çubuklarım bitmişti ve yine Eminönü'ne gitmeden bu işi nasıl halletsem derken imdadıma geçici süreliğine de olsa yetişti :) Hem kitabından tariflerle hazırlanan ikramlar, hem de küçük şişenin içindeki vanilya çubukları diğer harika sürprizlerdi.
Gitmek isteyenler için Minoa'nın adresi: Süleyman Seba Cad. Park Apt. No:52/A Vişnezade, Beşiktaş / İstanbul
Hepimize mutlu bir hafta dilerim.
Sevgiyle...
Davetlere gidenleri, blogger etkinliklerine katılanları kıskanmaya başlıyorum artık galiba. Kimse beni bir yere davet etmiyor püff :/
YanıtlaSilBir de evet Kafka gecesini de bir anlat merak ediyorum çok. İyice dibim düşsün okurken ;))
Bence siz Kitap Ağacı Ankara Ailesi olarak çok güzelsiniz Sinem'cim, bizler sizi kıskanalım :)
SilAma bu kafeye benimle gitmediğin için üzülebilirsin diye şımarıklık yapabilirim :)
Cidden ziyadesiyle hoş bir mekân..Tam ruhuma göre..Hattası üzeerinde yıllardır düşünekte olduğum projemin bir kısmı gibi.. Bugüne dek de nasıl olduysa hiç karşıma çıkmamıştı bu mekân.. Gönülden teşekkürlerimle.. Blogu yeni takibe aldığım gibi, kendi blogumu da henüz açtım. Haliyle zamanla detaylıca inceleyecek ve okuduklarıma yorum döneceğim. Gönlüm dolusu Umutla.. Sevgiyle..
YanıtlaSilGerçekten çok güzel ve daha güzeli artık böyle yerlerin sayısı giderek artıyor.
SilBlog dünyasına da, bloğuma da hoş geldiniz.
Sevgiyle...
Bu mekanla uyumlu bir konuda seni mimledim :)
YanıtlaSilOkudum canım, en kısa zamanda toparlayıp yayınlıyorum :)
SilÇok teşekkürler <3
Çok imrendim size. Cenk Bey'in olduğu o söyleşide bulunmayı o kadar isterdim ki... Henüz kitabını dahi imzalatamadım :( Söyleşi ile ilgili detayları en yakın zamanda sizden okumak için can atıyorum.
YanıtlaSilSevgiler..
Çok istediğimiz her şey gerçekleşmeye çok yakındır bence :) Sizin bu isteğiniz de mutlaka en kısa zamanı bekliyordur :)
SilSöyleşide daha çok gelecek planlarından konuştuk. İkinci kitap çıkacak mı, bundan sonrasında neler yapacak gibi.
Aslında bir de ileride yemek kitabı gibi bir düşüncesi varmış kendisinin ama küçük bir ihtimal bu, çünkü titizliğini ve araştırmacılığını varsayarsak on yıllar gerekiyor bunu hazırlaması için :)
Sevgiler...