Düğün Pastası Eğitimi: Ayşem Öztaş

Bugüne kadar, genellikle siparişlerimin, bazen de mutluluğumun-mutsuzluğumun hikayesini okudunuz. Bugün biraz konuyu değiştiriyorum, dayanışmanın ne kadar güçlü bir duygu olduğunu öğrenmek için sonuna kadar okuyunuz... :)



Artık bilmeyen yoktur ki, pastacılık sektörü Türkiye'de canlı ve her geçen gün artan arz ve taleple dinamik bir piyasa haline dönüştü. Ama hala, birçok eksik söz konusu. Bu eksikliklerden en önemlisi de, yurtdışında çok yaygın olan, dünyanın birçok ülkesinden katılımcıların ve butik pastacıların katıldığı organizasyonların, yarışmaların düzenlendiği "Cake Show"lar. (İkinci en önemli eksik yazısını yazmam gerekse: Sanatın ve zanaatin karşılığını vermekten çekinmeyen müşteriler derdim, ama o başka bir yazıya kalsın:) )

Cake Show, Türkiye'de ilk kez bu sene mayıs ayında Kadir Has Üniversitesi'nde düzenlendi ve biraz amatörce de olsa çok güzel işlere imza atıldı. Yarışmalar yapıldı, ücretli-ücretsiz workshoplar düzenlendi ve böylece özellikle mesleğin başında olan ziyaretçiler birçok butik pastacıdan eğitim alma fırsatını yakaladı.

Benim içinse Cake Show ve burada aldığım Düğün Pastası Eğitimi, bu meslekteki iki yılımda, beni b doğrusundan c doğrusuna uzatan bir harika merdivendi.

Düğün pastası eğitimi almamın tek nedeni vardı ve o neden kesinlikle düğün pastası yapmak değildi.
Daha bu işi yapmıyorken bile adını bildiğim, kendisi hakkında okuduklarım ve duyduklarımla ben bir gün bu kadınla tanışmalıyım, dediğim Ayşem Öztaş ile tanışmaktı.

Ayşem Hoca, kimdir derseniz... İnanın onu tanımlayacak kelimeyi bulamıyorum: naif mi desem, şeffaf mı, bir usta mı, şef mi, bu kadar başarılı olup egosunu başının üstünde taşımaması mı, çiçeklerin kadını olması mı... nedir bilmiyorum. Ama hayata, beni bu pasta kursuna gitmem konusunda dürtükleyen o gün için çok teşekkür ederim. (Bloğu için Tıkk Tıkk )

O gün birçok teknik öğrendim. Ama unutalım bunları, pastacılık hakkında bize ne öğretildiyse unutalım.
Bugüne kadar bu meslekte, çokça nobran, bencil, paylaşım yoksunu, tuhaf insan tanıdım.
Bana sorsanız, bu piyasa için saftım, toydum, öyle gibi bir şeydim. Ben, bu "paramı alır, sana da istediğimi öğretirim." bakışaçısını yıkacak ve bir gün bu piyasada iyi insanların olabileceğini, kaliteli işlerin şeffaflıkla, bitmeyen bir paylaşım duygusuyla yapılabileceğini ispat edecektim. Gerçekten de, bu işi yapacağım ilk gün bunu hedef olarak belirlemiştim. Çünkü hayat, tuhaf hayaletler ve karabasanlarla dolu olan kendi mesleğimden kaçış anında karşıma, bak yeni gideceğin yerde de onlardan var, üstelik bu sefer donanımlı olan sen değilsin; onlar, dercesine çılgın hayaletlerini önüme salıyordu.

Meğerse, o saf bilgi paylaşımını Ayşem kendiliğinden yapıyormuş. Kalbini pusulası eylemiş, ruhsal bir katalizör gibi insanları birbirine yaklaştırıp onların mutluluk taneciklerini çoğaltıyormuş.
Onu tanıdığım o güne şükürler olsun.
Çünkü, sadece varlığını değil, benim gibi insanların varlığını da bilgime saldı.

Kursun olduğu o gün o odada kim varsa, şimdi hepsi hayatımda, her gün hal hatır sorduğum, aklıma bir şey takıldığında tavsiyelerini istediğim, mutluluğu da hüznü de paylaşabildiğim harika insanlar. Bazılarımız İstanbul'da yaşıyoruz, bazımız Adana'da, Ankara'da, Antalya'da, Diyarbakır'da. Ama ne zaman bir soru işaretim olsa, hepsi telefonunun ucunda biliyorum. Ayşegül, Ceyda, Dilek, Merve, Nihal, Nihan, Seda, Yasemin ve adaşım Yeliz. Hepsi birbirinden yetenekli kadınlar...

Geçenlerde İstanbul'da yaşayan dörtlü olarak bir buluşma gerçekleştirdik. Şimdi aralık ayında aynı ekiple şeker çiçekler kursunda buluşacağız.

Geçen sene, bir kişisel gelişim uzmanının Kadın Girişimciliği ile ilgili bir konuşmasına katılmıştım. Orada hiç unutamayacağım bir şey söylemişti. "Lütfen, tüm kadın dostlarınıza elinizi uzatın, çevrenizde ekonomik özgürlüğünü eline almamış hangi kadın varsa bir şekilde üretebilmeleri için onlara destek olun, bir toplumun mutluluğu ancak kadınlarının üretmesi ve birbirine sahip çıkmasıyla mümkün. Destek olun ve size gelecek destekler için de onları yüreklendirin."
O gün bu konuyu çok iyi anlamış olmalıyım.
Dostluk, farkındalık ve şifayla...