Dünya Ölmeme Günü
Bütün güzel şairlerin biraraya gelip demlendiği, yani yavaşça rakılarını yudumladıkları bir masa hayal edin.
Ya da etmeyin, ben direkt size anlatayım :) Aslında, benim de bu günü öğrendiğim kaynak Büyükkeyif sitesi. Alıntı yapıyorum ama siz daha fazlası için mutlaka sitelerini www.buyukkeyif.com Tıkk Tıkk ya da "Bugün dünya ....... " diye başlayan yaratıcılık timsali paylaşımlarını izlemek için de facebook hesaplarını takibe alın. (Bugün dünya “durup dururken sızlayan burun direkleri” günü. - Bugün dünya “herkes kaybolur kendi geçmişinde” günü. - Bugün dünya “biz eskiden çok üzülürdük bir kuş yaralandığında” günü. - Bugün dünya “kanaviçe örtüsündeki çay lekesi zaman odasının” günü.)
Ya da etmeyin, ben direkt size anlatayım :) Aslında, benim de bu günü öğrendiğim kaynak Büyükkeyif sitesi. Alıntı yapıyorum ama siz daha fazlası için mutlaka sitelerini www.buyukkeyif.com Tıkk Tıkk ya da "Bugün dünya ....... " diye başlayan yaratıcılık timsali paylaşımlarını izlemek için de facebook hesaplarını takibe alın. (Bugün dünya “durup dururken sızlayan burun direkleri” günü. - Bugün dünya “herkes kaybolur kendi geçmişinde” günü. - Bugün dünya “biz eskiden çok üzülürdük bir kuş yaralandığında” günü. - Bugün dünya “kanaviçe örtüsündeki çay lekesi zaman odasının” günü.)
"Başını Turgut Uyar ile Edip Cansever’in çektiği bir
grup şair, bir gün “sevgilileri” ile birlikte Rumeli Hisarı’ndaki bir meyhanede
oturmaktadırlar. Her şey yolunda. Rakı güzel. Muhabbet güzel. Dünya güzel.
Derken, masadaki hanımlardan biri hastalığından, vücudundaki
bir iğneden bahseder; vücudunda dolaşan iğnenin kalbine saplanması korkusuyla
yaşadığı endişeyi anlatır. “Ölüm” korkusuyla…
Bir şişe rakı ister Turgut Uyar masaya, tüm şairlerin
imzalaması için şişeyi, ardından bir geleneği başlatan o cümle gelir: “Bu
şişeyi al; gelecek sene bugüne kadar sakla, 26 Mart’ta burada yine buluşup
birlikte içeceğiz bu rakıyı.”
Buluşurlar da. Rakı güzel. Muhabbet güzel. Dünya güzel… Bu
şekilde gelenekselleşen, tesadüf eseri baharın da en güzel günlerine gelen
“Ölmeme Günü”, yetmişlerin sonunda başlayıp 1985′e kadar her yıl yaşatılır.
Ta ki Turgut Uyar 22 Ağustos 1985′te “ölüp”, 26 Mart 1986
“Ölmeme Günü” şişesinin boynunu bükük bırakana kadar… Rakı güzel. Muhabbet
güzel. Mümkün değil. –Ferhan Şensoy’un dediği gibi:
“Ağustos yirmi iki, dediler ‘Ustan ölmüş’,
Çok komiksin Azrail, Turgut Uyar ölür mü?”
Çok komiksin Azrail, Turgut Uyar ölür mü?”
Dostlarınızla geçireceğiniz, keyifli bir “Ölmeme Günü”…
Kutlamadan.
Cemal Süreya’nın “Ertesi gün için bir şey diyemem ama rakı
içtiğin gün ölmezsin” sözünü bugün tekrar düşünmenin keyfi ayrı sadece.
“Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda”sını Edip Cansever’in…
“Öldüğü gün
hepimizi işten attılar”,
demişti yine Cemal Süreya Turgut Uyar’ın ardından, şüphesiz “Ölmeme Günü” masasından da.
hepimizi işten attılar”,
demişti yine Cemal Süreya Turgut Uyar’ın ardından, şüphesiz “Ölmeme Günü” masasından da.
Unutmadan."*
*Yazdığım anekdot www.buyukkeyif.com sitesinden alınmıştır. Yazının devamı ve diğer yazıları için ziyaret etmenizi öneririm.
Böyle dostluklara sahip olmak dünyanın en güzel hediyesi. Ölmeme Günü de bunun bahanesi :) Ne güzelmiş anlattıkların. Çok etkilendim.
YanıtlaSilNe güzel demişsin, bence de çok şanslılarmış... En azından dostlukları ölümle bitmiş, bu bile bir şans değil mi?
Sil