Pasta: Alice'in Harikalar Diyarında Beş Çayı
Geldik en en en sevdiğim pastalarımda her zaman ilk sıraları koruyacak olan Alice'li pastama.
Eminim hepiniz Alice Harikalar Diyarında kitabını okumuş ya da filmini izlemişsinizdir. Kısaca hatırlatmam gerekirse, kahramanımız Alice, bir tavşan görür, ama bu sıradan bir tavşan değildir. Elinde bir saat tutmaktadır ve koşarak bir deliğe girer. Alice de onun peşinden... Ve o deliğin içine düşer. Orada "Drink me" yazılı bir şişe ve anahtar vardır. İçeceği içer, küçülür küçülür küçülür ve oradaki kapıdan geçerek büyülü bir diyarı bulur. Hepimizin cesaretli olduğumuzda düşe kalka, büyüle küçüle bulduğumuz gibi...
Alice'i burada türlü türlü hikayeler beklemektedir.
Tabii o harikalar diyarı güzellikler olduğu kadar tuhaflıkla da doludur. Bazen korkunç sayılabilecek tuhaflıklar...
Ama değinmeden geçemeyeceğim, sürekli içilen çaylarla dolu bir masa da bulunur. Sürekli içildiği için asla boşalmayan demlik ve fincanlarla dolu, tam da bir çay gurmesi olan bizim kızımıza göre bir masa...
Alice: Buralarda nasıl insanlar oturuyor?
Kedi: Şurada bir Şapkacı oturur, şurada bir Mart Tavşanı. Hangisine istersen git; ikisi de delidir.
Alice: Ben deliler arasında ne yapayım?
Kedi: Başka çaren yok ki, hepimiz deliyiz burada. Ben deliyim. Sen delisin.
Alice: Benim deli olduğumu nereden çıkarıyorsun?
Kedi: Mutlaka delisindir.Yoksa burada ne işin var?…
Şapkacı : Deliriyor muyum?
Alice : Evet, ama sana bir sır vereyim, dünyadaki en iyi insanlar genelde delidir.
Delilerden, deliliklerden korkmayanlara... Abla kardeş size kar topu ile veda ediyoruz, kendinizi, ruhunuzu tüm akıllılardan ve masalları unutanlardan iyi koruyun. Onlar çok tehlikeliler ve her yerdeler.
Sevgi ve büyüyle...
Not: Alıntılar Onedio sitesinden alınmıştır. Tıkk Tıkk
Öncelikle belirteyim, vallahi bu bir pasta. İnanın, gerçek!
Çünkü, doğum günü pastası olarak kendisi için bu temayı sipariş eden kardeşim onu kıyıp kesemeyince, o arada birbirinden güzel onlarca kare de paylaşınca kimse onun pasta olduğuna inanmadı da :)
Şimdiden uyarıyorum pasta kadar fotoğraflar da birbirinden güzel. Hatta, şimdiye kadar çektiğim en güzel fotoğraflar bu pastama ait oldu. İstanbul'da harika bir kar vardı ve o kar yüzünden uçuşu iptal olmuştu kardeşimin. Ama dayanamayıp sabahın altısında evden çıkmış ve ilk İstanbul uçuşuna atlayıp gelmiş. Ey pasta, sen nelere kadirsin!
Eminim hepiniz Alice Harikalar Diyarında kitabını okumuş ya da filmini izlemişsinizdir. Kısaca hatırlatmam gerekirse, kahramanımız Alice, bir tavşan görür, ama bu sıradan bir tavşan değildir. Elinde bir saat tutmaktadır ve koşarak bir deliğe girer. Alice de onun peşinden... Ve o deliğin içine düşer. Orada "Drink me" yazılı bir şişe ve anahtar vardır. İçeceği içer, küçülür küçülür küçülür ve oradaki kapıdan geçerek büyülü bir diyarı bulur. Hepimizin cesaretli olduğumuzda düşe kalka, büyüle küçüle bulduğumuz gibi...
Alice'i burada türlü türlü hikayeler beklemektedir.
Tabii o harikalar diyarı güzellikler olduğu kadar tuhaflıkla da doludur. Bazen korkunç sayılabilecek tuhaflıklar...
Ama değinmeden geçemeyeceğim, sürekli içilen çaylarla dolu bir masa da bulunur. Sürekli içildiği için asla boşalmayan demlik ve fincanlarla dolu, tam da bir çay gurmesi olan bizim kızımıza göre bir masa...
Alice: Buralarda nasıl insanlar oturuyor?
Kedi: Şurada bir Şapkacı oturur, şurada bir Mart Tavşanı. Hangisine istersen git; ikisi de delidir.
Alice: Ben deliler arasında ne yapayım?
Kedi: Başka çaren yok ki, hepimiz deliyiz burada. Ben deliyim. Sen delisin.
Alice: Benim deli olduğumu nereden çıkarıyorsun?
Kedi: Mutlaka delisindir.Yoksa burada ne işin var?…
Şapkacı : Deliriyor muyum?
Alice : Evet, ama sana bir sır vereyim, dünyadaki en iyi insanlar genelde delidir.
Delilerden, deliliklerden korkmayanlara... Abla kardeş size kar topu ile veda ediyoruz, kendinizi, ruhunuzu tüm akıllılardan ve masalları unutanlardan iyi koruyun. Onlar çok tehlikeliler ve her yerdeler.
Sevgi ve büyüyle...
Not: Alıntılar Onedio sitesinden alınmıştır. Tıkk Tıkk
Bu pasta var ya bu pasta üfff ne desem bilemiyorum. İyi ki bu konsepti seçmişsiniz Yeliz. Gördüğümde gözlerim yuvalarından uğradı. Ba-yıl-dım :)
YanıtlaSilBen de hala dönüp dönüp pasta ve kar fotoğraflarıma bakıyorum, hava bile o harika diyarı yaratmamız için bizimleydi. Çok teşekkür ederim canım. <3 Kocaman sevgiler...
SilPastacılar kraliçesi desem yeri var sen pasta değil sanat eseri yaratıyorsun adeta izmire gönderme şansın olsa kesinlikle sana pasta siparişi verirdim ama uzağız :( ellerine sağlık çok güzel olmuş
YanıtlaSilSarılabilir miyim size? :) Çok teşekkür ederim. Hayalimde bu işi memleketimde, İzmir'de sürdürmek var aslında ama eşimi de yanıma alarak. İşte o kısım biraz zor göründüğünden İstanbul sınırları içindeyiz.
SilBir sürü teşekkür sunuyorum ve sevgilerimi yolluyorum size. Öpücükler...
Ben de pasta olduğuna inanamadım... Detayları ile çok güzel olmuş! İyiki bu şekilde fotoğraflamışsınız. Çok hoş olmuş!
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :) Keşke pasta yerine strafordan yapsaydım da yıllarca saklasaydı, tam üç kez masaya getirip üçünde de kesememişler çünkü :) En son içindeki muzlar bozulacak dedim de yiyebildiler :)
SilYorumunuz için teşekkür ederim. Sevgiler...
Bu en güzel pasta olmasının yanısıra yazıda en keyifli yazılardan biri de olmuş.Yüzümde şapşal gülümseme eksik olmadı okurken ☺️Tekrar tekrar tesekkürler ,kucak dolusu sevgiler 😍
YanıtlaSilYerim seni <3 Hemdemim benim <3
Sil