Şekerden Figürler: Penguen Ailesi + ...
Başlık şekerden figür: penguen ailesi ama çok uzun olmayacak olsaydı yanına şunu da eklemek isterdim.
+ "Bakış açın değişirse dünyan değişir."
Sizce de öyle değil mi? Başımıza gelen her olay, karşılaştığımız her durum hatta her estetik algı bile bir bakış açısı meselesi.
Pek çok kişinin deyişiyle "Caanım mesleğimi bırakıp bu işlere sardığımda" caanım mesleğini sürdürüp başarı basamaklarını hızla tırmanan bir arkadaşım şöyle demişti.
"Ama bu yaptığın şeyi yapan çok fazla insan var. Üstelik annemin arkadaşları bile yapıyor. Sanki biraz ev kadını mesleği... Görmekten bile bıktım artık."
Ben de ona olabilecek en kibar şekilde şöyle demiştim:
"Benim çalışmalarıma baktığında gördüğün aynı şeyse, yeniden dikkatle bakmanı öneririm."
Üstelik bu cümleleri kurduğumda, henüz çok da böyle bir noktada değildim. Caanım eski mesleğimin yadigarı özgüvenim :)
Neyse, o köprünün altından çok sular aktı, ben kendimi çok geliştirdim başta dezavantaj olan çalışa çalışa avantaja dönüştü ve bınnn....
Ben o dezavantajın avantajında bir fırsat gördüm.
Bir şey bana, sen sadece yaratmıyorsun, bak bak, dikkatli bak. Sen yaratırken hikayeler yazıyorsun, onların gözlerine ve gülümsemelerine bu hikayeleri fısıldıyorsun diyordu.
Algılar açıktı açık olmasına... Ama bu yetmez, beyindeki sesi de susturmak gerekliydi. Kalbimden bir ses bunları derken, beynim bunu diyordu çünkü:
"Aman ya, kim bunları satın alsın! -Aldı, hem de kimler aldı!- Figür dediğin pastanın üstünde durur. -Kim koymuştu bu kuralı? Kural mıydı? Biri neden denemesindi- Ne yapsın insanlar bunu!-Ne yapmadılar ki insanlar onları, arkadaş oldular, fotoğraflarında kullandılar, tozunu aldılar, sevdiler, saydılar.- Sanki o kadar uğraşıp kaç para kazanacaksın? -Mesele çok para kazanmaksa neden o işlerde mutlu olmadık ki-"
Çok afedersiniz, geri zekalı ses! Basmakalıp, korkak, fabrika ayarı ses. Ya seni dinleseydim?
Ona dedim ki: "Sen ne zaman konuşsan banka hesabım dolu ama gülümsemelerim boş oldu. İzin ver, içimden geçip gitmekte olan sevgiyi elime değen her şeye yansıtayım."
Yansıttım.
Şimdi ben bu çıplak yüzleşmeyi size neden anlattım.
Belki siz de kendinizden bir parça bulursunuz diye.
Belki benim de o sesim çok konuşuyor, o kadar ki bastırıyor kalbimin sesini hiç duyamıyorum ki dersiniz diye.
Belki unutmuşsunuzdur, bu dünyaya muhteşem yeteneklerle doğduğunuzu. Hoş belki hiç bilemediniz bu muhteşem sistem sayesinde. Kendinizi bir robot gibi çalışmaktan ve çalıştığınız işi sevmemeyi bir erdem saymaktan ibaret saydınız değerli büyükleriniz gibi.
Belki siz de çoğu insan gibi başka bir hayatın mümkün olmadığına inandınız.
Yapmayın...
Böyle anlarda penguenlerimi hatırlayın.
Sorsanız başkalarına o bir pasta süsü, üflenir, yenir ya da atılır.
Ama bakın yüzlerine, onlar bir pasta süsünden fazlası.
Geçtiğimiz sene karda oynamışlar, ben fotoğraflarını çekerken bütün mahalleyi başıma toplamışlardı.
Bu sene evin merdivenlerinden pamukları kar yapıp aşağıya kaydılar.
Sipariş edildiler, gitmeden bir kek fanusunu üstüne kapatıp kar küresi oyunu oynadılar.
Kim bilir daha neler yapacaklar.
Onlar bile kendine sınır koymazken, kendinize çizdiğiniz her sınırda anın onları.
İlham alın, bir gün o ilhamı ihtiyacı olan birine geri vermek için...
Sevgiyle...
Tabii sipariş de edebilirsiniz, bir maille :)
+ "Bakış açın değişirse dünyan değişir."
Sizce de öyle değil mi? Başımıza gelen her olay, karşılaştığımız her durum hatta her estetik algı bile bir bakış açısı meselesi.
Pek çok kişinin deyişiyle "Caanım mesleğimi bırakıp bu işlere sardığımda" caanım mesleğini sürdürüp başarı basamaklarını hızla tırmanan bir arkadaşım şöyle demişti.
"Ama bu yaptığın şeyi yapan çok fazla insan var. Üstelik annemin arkadaşları bile yapıyor. Sanki biraz ev kadını mesleği... Görmekten bile bıktım artık."
Ben de ona olabilecek en kibar şekilde şöyle demiştim:
"Benim çalışmalarıma baktığında gördüğün aynı şeyse, yeniden dikkatle bakmanı öneririm."
Üstelik bu cümleleri kurduğumda, henüz çok da böyle bir noktada değildim. Caanım eski mesleğimin yadigarı özgüvenim :)
Neyse, o köprünün altından çok sular aktı, ben kendimi çok geliştirdim başta dezavantaj olan çalışa çalışa avantaja dönüştü ve bınnn....
Ben o dezavantajın avantajında bir fırsat gördüm.
Bir şey bana, sen sadece yaratmıyorsun, bak bak, dikkatli bak. Sen yaratırken hikayeler yazıyorsun, onların gözlerine ve gülümsemelerine bu hikayeleri fısıldıyorsun diyordu.
Algılar açıktı açık olmasına... Ama bu yetmez, beyindeki sesi de susturmak gerekliydi. Kalbimden bir ses bunları derken, beynim bunu diyordu çünkü:
"Aman ya, kim bunları satın alsın! -Aldı, hem de kimler aldı!- Figür dediğin pastanın üstünde durur. -Kim koymuştu bu kuralı? Kural mıydı? Biri neden denemesindi- Ne yapsın insanlar bunu!-Ne yapmadılar ki insanlar onları, arkadaş oldular, fotoğraflarında kullandılar, tozunu aldılar, sevdiler, saydılar.- Sanki o kadar uğraşıp kaç para kazanacaksın? -Mesele çok para kazanmaksa neden o işlerde mutlu olmadık ki-"
Çok afedersiniz, geri zekalı ses! Basmakalıp, korkak, fabrika ayarı ses. Ya seni dinleseydim?
Ona dedim ki: "Sen ne zaman konuşsan banka hesabım dolu ama gülümsemelerim boş oldu. İzin ver, içimden geçip gitmekte olan sevgiyi elime değen her şeye yansıtayım."
Yansıttım.
Şimdi ben bu çıplak yüzleşmeyi size neden anlattım.
Belki siz de kendinizden bir parça bulursunuz diye.
Belki benim de o sesim çok konuşuyor, o kadar ki bastırıyor kalbimin sesini hiç duyamıyorum ki dersiniz diye.
Belki unutmuşsunuzdur, bu dünyaya muhteşem yeteneklerle doğduğunuzu. Hoş belki hiç bilemediniz bu muhteşem sistem sayesinde. Kendinizi bir robot gibi çalışmaktan ve çalıştığınız işi sevmemeyi bir erdem saymaktan ibaret saydınız değerli büyükleriniz gibi.
Belki siz de çoğu insan gibi başka bir hayatın mümkün olmadığına inandınız.
Yapmayın...
Böyle anlarda penguenlerimi hatırlayın.
Sorsanız başkalarına o bir pasta süsü, üflenir, yenir ya da atılır.
Ama bakın yüzlerine, onlar bir pasta süsünden fazlası.
Geçtiğimiz sene karda oynamışlar, ben fotoğraflarını çekerken bütün mahalleyi başıma toplamışlardı.
Bu sene evin merdivenlerinden pamukları kar yapıp aşağıya kaydılar.
Sipariş edildiler, gitmeden bir kek fanusunu üstüne kapatıp kar küresi oyunu oynadılar.
Kim bilir daha neler yapacaklar.
Onlar bile kendine sınır koymazken, kendinize çizdiğiniz her sınırda anın onları.
İlham alın, bir gün o ilhamı ihtiyacı olan birine geri vermek için...
Sevgiyle...
Tabii sipariş de edebilirsiniz, bir maille :)
çok çok şirinler bayıldım..
YanıtlaSilÇok teşekkür ederiiim :)
SilPaytak paytaklar <3
Bakış açın değişirse dünya değişir süper bir söz. Penguenler pek şeker olmuş
YanıtlaSilKesinlikle öyle <3
SilPenguenler içinse çok teşekkür ederim :)
Çok başarılı tasarımlar.
YanıtlaSilucluklavye.blogspot.com beklerim.
Çok teşekkür ederim :)
SilPasta süslerinden çok daha fazlası figürler...çok tatlılar...uzun uzun baktım biliyomusun ve baktıkça mutlu oldum...yüzlerinde hep bir gülümseme vardır penguenlerin ve bakanlarında:) bende olduğu gibi...
YanıtlaSilTakipteyim bundan sonra:)
Çok teşekkür ederim :) Sevgiyi içlerinde taşıyorlar.
SilSevgiler...
merhabalar blog keşfinden geliyorum takibe aldım blogumada beklerim.:)
YanıtlaSilbu arada penguenlere bayıldım harika olmuşlar :)
Çok teşekkür ederim. :) Sevgiler...
Sil