Stay Positive, Work Hard, and Make it Happen...
Yarına bir siparişim var.
Bir noktada takıldım yapamıyorum. Yapamamamın üstünden tam 5 saat geçti. Bir arpa boyu yol alamadım.
Azıcık kafamı dağıtayım diye Pinterest'te dolaştım. Instagram'da istemediğim kadar fotoğraf paylaştım. Ama sorunum masada beni bekliyor.
Takıldığım konu her zaman yaptığım bir şey. Ama her zaman saatlerce uğraşıp yaptığım.
Oysa çok basit. Benim için çok basit. -olmalı-
Böyle zamanlarda canım çılgınca uyumak ya da okumak, yani her zaman yapabileceğim bir şeyi bir anda sanki dünyadaki tek amacım oymuşçasına yapmak istiyor.
Neden olmuyor, neden beni zorluyor bu kadar kolay bir şey, üstelik daha zorlarını yapmışken bilmiyorum.
Kalbim sıkışıyor bazen, bazen ağlamak istiyorum. Sigara kullanmadığım halde sigara olsa içsem diye aranıyorum. İyi ki yok, bir de sigara allerjim var çalışmak yerine soluğu acilde alabilirim biliyorum.
Sonra, içimden sesler konuşuyor. Biri diyor ki sorun diye bir şey yok, senin mükemmeliyetçiliğin. Oldu bile olmadığını sandığın şey, sen olsun istemiyorsun. Eziyet çekerek para kazanıldığına dair çekirdek inancını değiştiremediğin için her seferinde kendini süründürüyorsun, diyor.
Aradığım bütün cevaplar içimde yanımda kimse olmadığından. O ses haklı biliyorum. Ben bütün sorunlarını yanıtını kendi içimde duymakla yeteneklendirildim ve lanetlendirildim sanırım. Herkesin yarın harika dediği bir şeye ben hala neden daha güzel olmadı diye bakıcam, onu da biliyorum. Hep daha güzeli olabilir diyeceğim kendime, hep daha iyisi olmalı.
Müziği açıyorum, elimi biraya uzatıyorum, sonra onu yarına ertele, nasıl olsa bu iş bitecek ve kutlayacaksınız, kutlanırken o pasta yenecek, sen de kendimi yine boşuna üzdüm diyeceksin, diyorum. Yeşil çay demliyorum.
Kendime bir söz veriyorum.
Bitecek biliyoruz ve bitince buraya bittiğini yazacağım.
Tüm takılanlara...
Bir noktada takıldım yapamıyorum. Yapamamamın üstünden tam 5 saat geçti. Bir arpa boyu yol alamadım.
Azıcık kafamı dağıtayım diye Pinterest'te dolaştım. Instagram'da istemediğim kadar fotoğraf paylaştım. Ama sorunum masada beni bekliyor.
Takıldığım konu her zaman yaptığım bir şey. Ama her zaman saatlerce uğraşıp yaptığım.
Oysa çok basit. Benim için çok basit. -olmalı-
Böyle zamanlarda canım çılgınca uyumak ya da okumak, yani her zaman yapabileceğim bir şeyi bir anda sanki dünyadaki tek amacım oymuşçasına yapmak istiyor.
Neden olmuyor, neden beni zorluyor bu kadar kolay bir şey, üstelik daha zorlarını yapmışken bilmiyorum.
Kalbim sıkışıyor bazen, bazen ağlamak istiyorum. Sigara kullanmadığım halde sigara olsa içsem diye aranıyorum. İyi ki yok, bir de sigara allerjim var çalışmak yerine soluğu acilde alabilirim biliyorum.
Sonra, içimden sesler konuşuyor. Biri diyor ki sorun diye bir şey yok, senin mükemmeliyetçiliğin. Oldu bile olmadığını sandığın şey, sen olsun istemiyorsun. Eziyet çekerek para kazanıldığına dair çekirdek inancını değiştiremediğin için her seferinde kendini süründürüyorsun, diyor.
Aradığım bütün cevaplar içimde yanımda kimse olmadığından. O ses haklı biliyorum. Ben bütün sorunlarını yanıtını kendi içimde duymakla yeteneklendirildim ve lanetlendirildim sanırım. Herkesin yarın harika dediği bir şeye ben hala neden daha güzel olmadı diye bakıcam, onu da biliyorum. Hep daha güzeli olabilir diyeceğim kendime, hep daha iyisi olmalı.
Müziği açıyorum, elimi biraya uzatıyorum, sonra onu yarına ertele, nasıl olsa bu iş bitecek ve kutlayacaksınız, kutlanırken o pasta yenecek, sen de kendimi yine boşuna üzdüm diyeceksin, diyorum. Yeşil çay demliyorum.
Kendime bir söz veriyorum.
Bitecek biliyoruz ve bitince buraya bittiğini yazacağım.
Tüm takılanlara...
Yorumlar
Yorum Gönder