Bozcaada Giriş: Nasıl Anlatsam, Nereden Başlasam...

Assos gezimizin ardından Geyikli'ye doğru yol aldık ve iskelede bizi Bozcaada'ya götürecek arabalı vapuru beklemeye başladık. En büyük şansım olan, uzunca kuşaklardan adalı olan arkadaşımızı da yanımıza alarak :)

Gerçekten Bozcaada'ya gitmekten daha büyük bir şans varsa, o da bence Bozcaada kültürüyle yetişmiş ve orada yaşamayı sürdüren bir dostunuzla o sokakları arşınlamak ve sahillerine inmek... Böyle bir şansa sahipseniz gördüğünüz sadece bir ada olmuyor, o ruhu da anlıyorsunuz ve hiçbir yerli/yabancı turistin bilemeyeceği detayları yakalıyorsunuz.

Bir diğer güzel yanı da, burada herkes herkesi tanıyor. Daha vapura bindiğimiz an, arkadaşım bir arkadaşını gördü ve beş dakika sonra kendimizi kaptan köşkünde gemicilik sırlarını keşfederken bulduk :) Bizim için fotoğraf çekmek serbest, yayınlamak yasak olduğundan burada yayınlayamadığım güzelliklerle karşılaştık. (Umarım, bu satırlarla dostumun gizemli arkadaşını tehlikeye atmam :))

bozcaada
Bozcaada'ya yaklaşırken, kalesi size merhaba diyor...
Bozcaada'ya ulaştığımızda, Övgü (bahsettiğim dostum olur kendisi de kaç yazıdır dostum yazıp isim vermemişim :)), annesinin ve kardeşinin bizi Çınaraltı'nda beklediğini söyledi. O an Çınaraltı bize hiçbir şey ifade etmemişti. Şimdi Bozcaada'nın kalbi neresi diye sorsanız "Çınaraltı" derim :)




bozcaada

Çınaraltı'nı bir köy kahvesi gibi düşünebilirsiniz. Kocaman bir çınar ağacının altında küçük küçük masalarda çoğu birbirini çocukluktan tanıyan, bazısı da bizim gibi son anda bu güzelliğin içine düşmüş, ama on saniyede uzun yıllar tanışıkmış gibi muhabbet edebilen şanslılar alıyor. Burada, güzel bir Türk kahvesi içip Çınaraltı kağıdını da önerildiği üzere kitap ayracı yapmak için çantama attım :)

bozcaada

Burada otururken komik bir olaya da tanık olduk. Bir polis sinirle yanlış park etmiş bir arabanın sürücüsünü arıyordu. (Yanlış parktan kastım Çınaraltı'nın önüne yatay değil de doğrudan dikey park etmiş bir sürücü : ) ) Neyse, kimileri polise "Ya kaç dakika oldu, ne arıyorsun yaz cezayı git" diye laf atarken kimileri de, olayın sonunu görmek için gözlerini bir saniye bile ayırmıyordu. Çok geçmeden 34 plakalı aracın sahibi kız arkadaşıyla arabaya ulaştı. Tabi bu arada muhabbetleri de duymalısınız: "Ya Ali, sen kaç yıldır adadasın bir kere şöyle park edemedin arabanı be, utan valla!" Çocuk ve kız meraklı kalabalığı görünce önce bir şaşırdı, polisten azarı ve cezayı yediğinde daha da... Polis cezayı yazınca çocuk koca bir alkış aldı :) Spontane bir şekilde koca bir kalabalığın yanlış park ettiğiniz için sizi alkışladığını ve tezahürat ettiğini düşünün... Ben olsam eğilir bir sahne selamlaması yapardım ama onlar hemen arabaya atlayıp arabalı vapur yolunda gözden kayboldular :)

Biz de otelimizin yolunu tuttuk. Burada çok güzel üç gün geçirdik. Yolu Bozcaada'ya düşecek herkese dünyanın en altın kalpli insanlarının bu şirin otelini tavsiye ederim. Şimdi link vermek için internette arattığımda bu güzel yorumlara denk geldim, Bozcaada'da kalmak isteyenler lütfen Tıkk Tıkk. Övgü'yle de konuştuğumuzda, gelenlerin çok mutlu ayrıldığını ve her yaz hemen hemen aynı kişilerin kaldığını, artık müşteri değil yakın bir arkadaşmış gibi hissettiklerini söylemişti. Yorumlar beni yanıltmadı.

bozcaada

kırlı otel

kırlı otel


Bozcaada'yla ilgili daha çok yazılacak şey var. Bugün bir giriş yaptım. Siz esas gelişme ve sonuçları görün :)

Azıcık spoiler'la veda edeyim :)

yel değirmenleri




Yorumlar

  1. Gerisi çok güzel gelecek gibi görünüyor. Bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten çok güzel ama inşallah zaman ayırıp yazabilirsem :)) Çok yakında geliyor...

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar