Karadeniz Maceramız: Final- Samistal Yaylası ve Direniş Evi
Yol yeşilken dönün!
Dedim ki Samistal için;
"Burası yaylaların en direnişçisi Samistal. Girişte bir dozer karşılıyor bizi, yanında da direniş çadırı. "Yeşil Yol'a Hayır" diyen ilk çadır burada. Fotoğrafçımız İlker @ilkercihat eşim @mkkoner burada iniyor ve fotoğraf çekiyor. Ben yaylanın girişinde Fred ve Wilma bizi karşılayacak sanırken @fufuokur sesleniyor, senin fotoğrafını çektim bak, diyerek. O kare bu kare işte. Bizim canımız rehberimiz, dünyanın en tatlı insanı @pordanis mutlu mutlu koşuyor, bize mıhlama yapacakmış malzeme arıyor. Sonunda hepimiz @drydnz @zynpnzzngn @zcngns Direniş Evi'nin önündeyiz, buranın sinekleri bir katilcanlı nasıl kocaman ve nasıl yapışıyorlar, incecik taytta her yerdeler neredeyse ağlıcam. Çantamı açıyorum ve eşimin deniz şortunu taytımın üstüne giyiyorum. Sonra da koca bir sinekkovu giysilerime sıkıyorum, tanımadığım herkes böyle bakıyor. Yani beni o halde inşallah görmezsiniz, biri youtube a koymamıştır inşallah, amin! Timur abi, Direniş Evi'nde bize mücadelerini anlatıyor ve mıhlama yiyoruz. 2800 metredeyiz, uçurumlu yollardan titreyerek çıkmışım.Yani kareler güzel ama hikayelerini bir bilseniz ayrı güzel! Beni bir buzağı kovalıyor mesela o konuya hiç girmiyorum :) Bazı şeyler bana kalsın."
İşte kalanıyla kalmayanı ile bizim hikayemiz... Bir önceki yazımda bahsettiğim Amlakit ve Palovit yaylalarından sonra, bir buçuk saatlik bir yolculuğun ardından Samistal'e ulaştık. Ama nasıl yollardan bir bakın! Ben ki beşinci kattan aşağıya baktığımda içim gıcır gıcır olur, bu yollarda 2800 metre yüksekliğe bir minibüs içinde çıktım. Bu arada yeri gelmişken, buralara sadece ama sadece bilen biriyle çıkılmalı. Rehberimizi yeniden sizlere öneririm.
Yazımda bahsettiğim iş makinesi ve ilk direniş çadırı burada. Oradakiler, canla başla çalışıyorlar makinenin ilerlememesi için. Ama karşı taraf da boş durmuyor, onlar da yola bir an önce devam etmek için jandarma desteğini alıp her saatte şansını deniyorlar.
Bir avuç gönüllü, temelde maden arayışı ve parsel parsel yayla satışı olan Yeşil Yol'a karşı. Yollar sizce de yeterince yeşil değil mi? Bu rant kavgası ne için? Yol için mi, gerçekten mi? Eğer yol için olsa bunca zaman bu yollara bir el atılmaz, orada yaşayan halkın hayatı kolaylaştırılmaz mıydı? Ayrıca, yaylaların turizme açılması gerçekten gerekli mi? Biz yerli turistler gittik, gördük. Çıkılan yolları vardı ve yemyeşildi. Onların olsun yolları, projeleri...
Direniş Evi'nde Timur abiyle tanıştık, Timur abi hayatını direnişe adamış bir aktivist. Funda ile kısa bir söyleşi yaptılar, sanıyorum en kısa zamanda Funda'nın bloğunda olacak detayları. (Buradan ulaşabilirsiniz: Tıkk Tıkk )
Tayfun bu esnada bize mıhlama yaptı hem de mutluluktan uça uça :) Böyle rehber herkese gerek!
Samistal, yaylaların içinde en bakir olanı ve hala yaylacılık anlayışının korunduğu yegane alanmış.
Ben her gittiğim yerde bir Pokut havası aradım ama siz bizim rehberin burada nasıl havalara uçtuğunu görseniz, anladık ki burası hikayesi olanlar için bambaşka.
Direniş Evi'nde muhteşem ağırlandık, hayatlarını doğaya adamış insanlarla tanıştık, sohbet ettik. Unutulmaz bir deneyimi de yanımıza ekleyip dönüş yoluna geçtik.
Karadeniz maceramız burada bitiyor. Tam dokuz yazı yazdım beş günümüzü anlatan. Aslında sadece dört gün de diyebilirim. Beşinci gün Trabzon ve Ordu'ya dönüş ile Özcan'ın evinde konaklamamız için son buldu. Özcan, bizi ilk kez tanımasına rağmen hiç düşünmeden ve ısrarla bize evini açtı ve kendisi ailesinin evine gitti o geceliğine.
Çoğumuz ilk kez tanışmamıza rağmen çok güzel bir gruptuk, çok eğlenceli geçti tatilimiz. Buralara grupla gelmek ve rehber izinde gitmek bir ayrıcalıktı.
Aynı zamanda bu tatil hiç planda yokken bir gece Funda'larda otururken birden lafın arasında gelişti bizim açımızdan, plansız ve programsız. İlk anda gidemeyiz diye düşünürken evlilik yıldönümümüzü kutladığımız gece eşim birden sürpriz yaparak bana bu tatili hediye etti. Funda'ya daveti için, eşime de bu jesti için ne kadar teşekkür etsem az.
Hayatınızdan tatiller eksik olmasın, gerçekten hepimizin ne denli ihtiyacı var çıkılacak yeni yollara, tanınacak insanlara, kavranacak anlayışlara...
Dahası, bu topraklar, ülkemiz çok güzel. Yol yeşilken, yollar yeşil kalmak için destek beklerken, sevgi isterken, yolda olmayı kalbimize en güzel süreç olarak koymamız gerek belki de.
Tüm yollara, yolculara, yolculuklara sevgi ve selam ile...
merhaba,
YanıtlaSilyayınıza topluk grubunda rastladım, gezi notlarınıza bayıldım ..batı karadenizliyim. kızım 5sene trabzon'da oğlum 4sene samsun'da okudular ve bu süre zarfında sık sık oralara gittim herkesede karadenizi görmelerini tavsiye ediyorum .sevgiler takipteyim
Hoş geldiniz Aysel Hanım :) Ne güzel, çok şanslısınız böyle bir cennetle bağınız olduğu için. Bence de isteyen herkes gidip görmeli. Sevgiler...
Sil