Suçlu Bulundu: Ay Terazide...

Son yazımı yazdıktan sonra, yapamadığım işi yapmaya çalıştım. Yine olmadı. Televizyonda Beyaz Show'u uyutmasın diye açık bıraktığımı ve bir yandan da gürültü nedeniyle çalışamadığımı anladığım an televizyonu derhal kapatıp sinirden kumandayı fırlattım. Kafam biraz rahatlamıştı ama yine de olmuyordu. Uyuyayım dedim. Olmadı. Döndüm olmadı. Kısaca hiçbir şekilde olduramadım. Oysa yazıyı yazarken, bloğuma girip yazıya şöyle bir not düşeceğimi sanmıştım: "Saat sabah 4 ve oldu!"

Ertesi sabah gözümü açtım ve artık iyice yarıştığım zamanla aynı işe giriştim. Yine olduramıyor ama en azından geceye göre daha sakin ve aklı başımda davranıyordum.

Sonra, Dinçer Güner tweet atmaya başladı.

Ay terazideymiş... Astroloji son iki yılda en çok üzerine eğildiğim, her fırsatta yeni bir bilgi için orayı burayı kurcaladığım yegane alan.



Ve bu sayede biliyorum ki, haritamızda ayın düştüğü nokta bizim özellikle meslek seçimimizi, yani mesleğimiz yoluyla kendimizi ifade edişimizi, annemizle ilişkilerimizi belirliyor. Ve benim haritamda, ay doğum anımda terazi burcunda. Bir insanın hayatında, altın değerinde bir bilgi ayın hangi burçta olduğunun iyi anlaşılması bence. Özellikle, 16-18 yaş aralığında hayati önemde...

Ayın terazide olması demek, kişinin sanatla ilgili işlerde başarılı olması demek. Sürekli bir estetik kaygı taşıması ve baktığı her yeri güzelleştirmek istemesi anlamına geliyor.
Ayı terazide olan kişiler, sanat ya da adalet alanlarında başarılı olabiliyor.

Ve benim hayatımda bloğuma ilk kez yapamadığım bir işle ilgili yazı yazacak kadar bunalmam ayın yeniden terazide olduğu yani terazi etkilerinin benim için * 2 olduğu günde olması tesadüf olmuyor.
Tweetler ise;
"Estetik kaygıların tavan yaptığı zamanlardır, ilişkiler kurmak, ortaklıklar kurmak için güzel bir gündür"
"Yaşamımızda huzur, sessizlik, uyum, denge ihtiyacı çok artar,yüksek ses rahatsız eder."

Bu bilgi ne işe yaradı derseniz... Birincisi, o televizyon normalde sabaha kadar çalışacaksam açılır evet, bazen onun yerine Radyo Voyage da dinlerim. Ama çok uykum varsa, mecburen televizyonu açarım kaçırsın diye. Çünkü müzik rahatlama seviyemi üst düzeyde tuttuğu için 20 saat aralıksız çalışmışken o kadar yardımcı olmuyor. Dolayısı ile, sevmediğim o gürültü çalışmamı zorlaştırıyordu. Belki ihtiyacım olan sadece sessizlikti. İkincisi ise, zaten üst düzeyde olan mükemmeliyetçilik takıntıma bir de estetik kaygı eklenmişti. Sonra kendime, bunların tamamen ayın bana bir oyunu olduğunu söyledim. Ve olduğu kadar, olmadığı kader sözünü ekledim.

Oldu, olduğu kadar da olsa bence çok güzel oldu :)
Sevgiyle...

Yorumlar

  1. Çok ilginç aslında bu astroloji :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüm bilgilerin saklı olduğu bir yıldız kutusu :)

      Sil
  2. Astrolojiye ben de meraklıyız. Ve etkilerine inanıyorum sahi burcun ne? Bu durum bütün burçları etkiliyor mu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında "Ben .... burcuyum" demek hiçbir şey ifade etmiyor. Her aslan, her boğa, her ikizler... yani kısacası tüm burçlar kendi içinde de birbirinden çok farklı. Mesela, kendi burcumuzdansa yükselen burcumuzun haftalık aylık yorumlarını okumak çok daha isabetli bir karar oluyor. Çünkü biz aslında yükselenlerimizin doğrultusunda yaşıyoruz. Onun dışında, burç yorumları hiçbir zaman %100 tutmuyor, hatta astrologlar yüzde 50'nin bile iyimser bir tahmin olduğunu söylüyor. Çünkü en önemlisi doğum anında gökyüzünün bizi nasıl desteklediği. Dolayısı ile burcum akrep yükselenim yay ve ben artık önce yükselen burcumun yorumunu ardından güneş burcumu okuyorum ama biliyorum ki, bunlar sadece tahmin. Önemli olan, o gün dünyanın gökyüzüyle nasıl bir konum aldığı. Sevgiler...

      Sil
    2. belki saçma olucak ama annelerimiz bizi normal doğumla doğurmuş ama şimdi sezeryanla doktorun belirlediği tarih ve saatlerde doğuruyoruz(genel olarak) o zaman yükselen burcun, doğum anında ayın hangi burçta olması önemsizleşmiyor mu?

      Sil
    3. Çok doğru bir soru aslında.
      Dinçer Güner ve Naz Bayatlı ile astroloji sohbetine katıldığımda bu konu açılmıştı. Dinçer özellikle isteğe bağlı sezeryanın çok kötü olduğunu, astrolojide kaymalara yol açtığını, böylelikle ileride burçlar konusunda sorunlar olabileceğini söylemişti. Hatta Naz Bayatlı da kadınların sezeryanla genellikle gündüz doğumuna girmeleri nedeni ile ileride disiplinli, kararlı yükselen oğlakların sayısının azalacağını söylemişti. Açıkçası onlar söyleyene kadar doğum saatini gününü kişinin kendisinin belirlediği sezeryan bana güzel görünmüştü. Bir de tabii şöyle bir durum var, bazı hamileler burcunu ve yükselenini ayarlamak için danışıyormuş astrologlara. Hamile kalma anını ya da doğum anını planlamak için. Sonuçta her ruhun kendi seçimi bu hayat, sezeryanla doğmayı da seçebilir bir bebek. Onun için en sağlıklı yol sezeryan olabilir. Ama annelerin bu denli planlama eğiliminin control freak ve gereksiz bir davranış olduğu hakkında konuşmuştuk. Bizler için söz konusu değil çünkü bizim zamanımızda pek sezeryan durumu yoktu ama sonrası için gerçek bir sorun olabilir hakikaten.

      Sil
    4. burçlar konusunda son şanslı nesiliz sanırım :) ben de sezeryanla doğum yaptım ama son ana kadar beklemiştim vakit gelince doktor artık almamız lazım dedi bir başak burcu doğurdum eşim de başak çok iyi anlaşırım başaklarla bir oğlak olarak.:)
      planlı olarak kişinin doğum günü ve saatini belirlemesine karşıyım ben.
      eskiler daha iyiymiş çok güzel normal doğuruyorlarmış olması gereken aslında şimdi o şekilde doğum yapana şaşırıp ayakta alkışlayacak durumlardayız.
      ay astrolojiden doğum şekillerine nasıl girdim :) konu biraz karıştı.
      son olarak iyi ki astroloji var. kimine saçma gelsede ben inanıyorum...

      Sil
    5. Kesinlikle, her şeyin cevabının olduğu bir bilgi deryası. Daha uzun ve bilgilendirici birkaç yazı yazmak istiyorum astroloji bilmenin hayatımı nasıl değiştirdiğine dair. İnsanın kendisini anlaması için haritasını bilmesi çok önemli.
      Konu karışınca güzel bu arada :))
      Sevgiler kocaman...

      Sil
    6. Merakla bekleyeceğim astroloji yazısını :)

      Sil
  3. :) Güzel ve depresif bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  4. Ah bu ay ve güneş... Ben de çok önemserim ve etkilerine dikkat ederim. Dolunay zamanı mesela depresif ve çok sıkıntılı olabiliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen, her dolunay bir felaket ruh hali neredeyse...
      Hatta Sıla'nın bir şarkısı var "Hani en güvendiğin anda/ Doğal afet dolunayda/ İyimserliğini, zorlar ya" :)
      Sonra Teoman'ın da bir şarkısında keşfettim: "sinirlerim laçka dolunaydan mı?"
      Sanırım, duyargalar ne kadar açıksa, dolunaylar o kadar yıkıcı. :)
      Sevgiler...

      Sil
  5. Güzel bir yazı olmuş; özgünlüğünüzü sevdim :)
    Ben terazi burcuyum o yüzden ayrıca ilgimi çekti zor bir burç allah için :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :)
      Terazi ile ilgili öğrendiğim en önemli şeylerden biri asla o dengeyi kaybetmemesi gerektiği. Eminim, hayatınızda bir yerleri ya da bir şeyleri mutlaka güzele çeviriyorsunuzdur.
      Ay burcumun terazi olması kadar çok az şey mutlu edebilirdi beni. Çünkü gördüğüm kadarıyla insanlar, bulunduğu yeri/dokunduğu her şeyi güzelleştirenler ve güzelleştirmeyenler olarak ikiye ayrılıyor. Güzel tarafta durmak güzel :)
      Sevgiler...

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar