Güz Güzeldir...
Bir yazı daha bitirdik... Aklıma hep rahmetli babaannem düşüyor böyle zamanlarda. Ben ne zaman "Hafta da bitti, oh ne güzel hafta sonu geldi" ya da "Yaz- kış da bitti" desem, "Kızım biten mevsimler, günler değil, ömür bitiyor anlasana" derdi. Ne de haklı...
Bugün Instagram'dan öğrendiğim bir şey oldu. İnsanlar sonbaharı seviyor. Vallahi... Sorsak şimdi burada, hangi mevsimi seversiniz desek çoğunluk "ilkbahar, yaz" diyor ya... Ben bugün gözlemledim. Herkeste bir bayram havası. İlkbahar, yaz aşkımız geçici. Sonbaharda hep beraber pek bir mutluyuz.
Ben, güz -doğanlarıyla, aşklarıyla, kitaplarıyla, yağmurlarıyla, doğasıyla- güzeldir diyorum. Yalnız değilim.
Güz geldi, yaz bitti, gereksiz enerji, bir çılgın güneş, güzelim yaz meyveleri, kumsallardaki kalabalık, eğlenceli geceler bitti. Sandaletler, parmak arası terlikler, bikiniler, hafif yanık tenler, bikini izleri, dondurma aşkı bir süre daha devam. Sonra o da bitecek. Kış geliyor diye pek sevinmeyeceğiz. Yine de gelecek tabi, sonra gidecek, ömürden de gider gibi...
Dün gece, yatakta uzanmış kitap okurken bir ara deli deli güldüm. Okuduğum kitap da Tezer Özlü. Yani gülmek neyin nesi diyeceksiniz... Eşim neye güldüğümü sordu. Açıklayamadım.
Gülünmeyecek gibi değil ki...
Ocaktan beri okuduğum yazarlar şöyle: Tezer Özlü, Oğuz Atay, Tezer Özlü, Oğuz Atay... Tezer Özlü okurken karanlıkta kendimi kaybedersem Oğuz Atay'ın karanlığına sığınıyorum. Onda yitersem Tezer Özlü'ye geçiyorum. Arada çerez başka yazarlar okuyorum, ama kesmiyor. Bunalımıma dönüyorum. Ve bir güzel sonbahar geliyor. Aldık mı yazdan bile bunalımı? Sırf bu nedenle yeni bir ayın, mevsimin ilk gününe kalmasın diyerek bir solukta "Kalanlar"ı bitirdim gece.
Bugün yeni bir sayfa, yine bir bunalım edebiyatı seçkisi olan Yusuf Atılgan ve Aylak Adam'a sarıldım. Önceden 20-30 sayfasını okumuştum. Hiç fark etmemişim, dört mevsime ayırmış Yusuf Atılgan kitabı. Elime bir aldım. Güz'ü gördüm. Ben güzü en çok bu ilhamı için severim. Güneş gözünü yakmaktan vazgeçince göremediğin detayları görürsün. Fotoğrafını çektim.
Dünden beri bir kitaptan diğerine geçip mütemadiyen okuyorum. Güz geldi. Aylak Adam'ı ve içimdeki Aylak Kadın'ı biraz dinlendiriyorum. Şimdi çalışmalıyım.
Sevgiyle...
Yeliz
Bugün Instagram'dan öğrendiğim bir şey oldu. İnsanlar sonbaharı seviyor. Vallahi... Sorsak şimdi burada, hangi mevsimi seversiniz desek çoğunluk "ilkbahar, yaz" diyor ya... Ben bugün gözlemledim. Herkeste bir bayram havası. İlkbahar, yaz aşkımız geçici. Sonbaharda hep beraber pek bir mutluyuz.
Ben, güz -doğanlarıyla, aşklarıyla, kitaplarıyla, yağmurlarıyla, doğasıyla- güzeldir diyorum. Yalnız değilim.
Resim yazısı ekle |
Güz geldi, yaz bitti, gereksiz enerji, bir çılgın güneş, güzelim yaz meyveleri, kumsallardaki kalabalık, eğlenceli geceler bitti. Sandaletler, parmak arası terlikler, bikiniler, hafif yanık tenler, bikini izleri, dondurma aşkı bir süre daha devam. Sonra o da bitecek. Kış geliyor diye pek sevinmeyeceğiz. Yine de gelecek tabi, sonra gidecek, ömürden de gider gibi...
Dün gece, yatakta uzanmış kitap okurken bir ara deli deli güldüm. Okuduğum kitap da Tezer Özlü. Yani gülmek neyin nesi diyeceksiniz... Eşim neye güldüğümü sordu. Açıklayamadım.
Gülünmeyecek gibi değil ki...
Ocaktan beri okuduğum yazarlar şöyle: Tezer Özlü, Oğuz Atay, Tezer Özlü, Oğuz Atay... Tezer Özlü okurken karanlıkta kendimi kaybedersem Oğuz Atay'ın karanlığına sığınıyorum. Onda yitersem Tezer Özlü'ye geçiyorum. Arada çerez başka yazarlar okuyorum, ama kesmiyor. Bunalımıma dönüyorum. Ve bir güzel sonbahar geliyor. Aldık mı yazdan bile bunalımı? Sırf bu nedenle yeni bir ayın, mevsimin ilk gününe kalmasın diyerek bir solukta "Kalanlar"ı bitirdim gece.
Bugün yeni bir sayfa, yine bir bunalım edebiyatı seçkisi olan Yusuf Atılgan ve Aylak Adam'a sarıldım. Önceden 20-30 sayfasını okumuştum. Hiç fark etmemişim, dört mevsime ayırmış Yusuf Atılgan kitabı. Elime bir aldım. Güz'ü gördüm. Ben güzü en çok bu ilhamı için severim. Güneş gözünü yakmaktan vazgeçince göremediğin detayları görürsün. Fotoğrafını çektim.
Dünden beri bir kitaptan diğerine geçip mütemadiyen okuyorum. Güz geldi. Aylak Adam'ı ve içimdeki Aylak Kadın'ı biraz dinlendiriyorum. Şimdi çalışmalıyım.
Sevgiyle...
Yeliz
Nasıl güzel yazmışsın, bir nefeste okudum bitti, ben de sonbaharlıyım, bayılırım.:))
YanıtlaSilBir sözün çok hoşuma gitti, sana mı ait, kitaptan mı anlayamadım ama çok güzel.''Güneş gözünü yakmaktan vazgeçince göremediğin detayları görürsün.''
Sevgiler :))
Çok teşekkür ederim :) Beğenmenize çok sevindim.
SilCümle bana ait :)
Sevgiler...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yazar karması bizim gibi karakterlere pek olmamış ama neysee :)) Arada bir gelen ruh hali bozukluklarına kamçı vurur gibi sanki. Araya eğlenceli şeyler de sok. Bi de Paulo Coelho'nun yeni kitabı çıkıyor birkaç güne. Bende daha çok okunacak kitabı var ama sen büyük kısmını okumuştun diye hatırlıyorum.
YanıtlaSilEvet, kesinlikle olmuyor. Yani eğer kağıt kalem alıp yazacaksam ruh halime çok uygun ama anlamlı bir şeye dönüştüremezsen içinde o karakterler ve karamsarlık kalıyor. Bende de kaldı, yapacak bir şey yok :) Elimde neşeli kitaplar da var, artık bir ondan bir ondan dengeleyeceğim.
Sil