#Blogfırtınası10- Akılçelen

#birlavantakokusutarihbilinmiyorbalkondamüzminbirgüneşdiyebaşlamamlazımdı

Ne zamandır, artık hiç kalkamadığı yatağından, dışarıya bakıyordu. Yakalandığı bu hastalık onu uzun zamandır yerinden kalkamaz hale getirmiş ve bir eşya gibi görünmesine neden olmuştu.

"Bir eşyayım ben." dedi o gün içinden... Hastabakıcıların belirli saatlerde yanına uğrayıp binde bir rastlanan iyi günlerindeyse birkaç güzel söz edip, umutsuzluğunu unutturmaya çalışıp gülümsedikleri, ama ne yalan söyleyelim, çoğu zaman da homurdanmalar eşliğinde onu kaldırdığı, ilaçlarını verdiği bir yaşam sürmekteydi ne zamandır.

O gün de böyle başlayacaktı, ama "Tanrı" bazen insanların kendilerini mahkum ettiği yaşantılarını izlerken o kadar sıkılır ki, biraz kendisi eğlensin diye aralara bir şeyler serpiştirir.

Hiç düşünmeden serpiştiriverdi.

***

Her zaman homurdanarak ilaçlarını veren, birçok kez de kasıtlı olduğunu yüzde yüz bildiği halde sesini çıkarmadığı can yakmalarıyla tanıdığı, o hastabakıcı yanına geldi ve "Bugün nasılsınız bay S." dedi.

S. bu sorunun sorulmasından biraz rahatsız, ne yani bunca zaman bir güleryüz göstermemiş bu izbandut gibi kadın bugün soru sordu diye her şey bir anda güzelleşseymiydi? Olacak iş mi?, sorularıyla, "Sizinkinden biraz daha iyi. En azından beni çekmek zorunda olanlar param için katlanıyorlar, siz de o da yok doğrusu." dedi.

Kadın, "Öyle mi?" dedi. Her zaman vermesi gereken ilaçlarının yerine ona E. ile başlayan bir sakinleştirici verdi. Tabi adamdan gizleyerek. Ama üç yılını aynı ilaçları kullanarak geçiren bir hasta daha yutarken o ilacın farklı bir ilaç olduğunu bilir.

Bay S. olanca gücüyle bağırdı. "Domuz kadın, pis kadın, bana ne verdin böyle!"
Kadın, "Sadece güzel bir rüya görmenizi sağlayacak zararsız bir ilaç. İyi uykular..." dedi ve gitti.

***
O uzun rüya boyunca, çekiç sesli bir varlık ona bağırdı durdu. Tüm gençliğini gözler önünden geçirip sevdiği ne varsa, değer verdiği ne varsa dalga geçti, içine kötülük soktu, her anısında ayrı ayrı canını yaktı. Sonra sordu:

- "Yazgın ağır geliyor yüreğine... Bırak kaderini gel benimle. Yeni bir yaşam sunabilirim sana, bir ömür benim kanatlarımın altında."

Eliyle karanlığı işaret etti. Bay S. bu yaşantısından o kadar sıkılmıştı ki, neredeyse o karanlığa yürüyecekti.

- "Ölümle yaşam arasındaki çizgin fazla ince, yine de sen iki tarafı seçemeyecek kadar tutsaksın kaderine."

- "Geçmiş senin kurtulamadığın o göbek bağın, kötü de olsa tutunduğun, vazgeçemediğin, unutamadığın. Şimdi beni reddedersen bir kez daha söylüyorum: "Gözünü açtığında hayat sana benden beterini getirecek, gün gelip beni bile özleyeceksin."..."

Bay S. dayanamadı:

-"Kimsin sen? Azrail misin, Tanrı mısın, nesin, sen çekiç sesli, nasıl korkunç bir şeysin!"

"Ben bir "Akılçelen"im, öğrenmek istersen, sen de farkında olmasan da benim için bir "Aklıçelik". Şimdilik bu veda..."


Bay S. bir anda fikir değiştirdi.

"Tamam, haklısın, dönmek istemiyorum, tamam seninle geleceğim ama benim de bir şartım var."
"Pazarlık edenine ilk kez rastlıyorum doğrusu, ama bugün sanki bir şeyler serpiştirildi üzerime. Evet nedir isteğin söyle bakalım?"
"Biri daha var seninle tanıştırmak istediğim. O da benimle gelecek."

"Hay hay" dedi çekiç sesli akılçelen.

***

Bay S. o rüyadan hiç uyanamadı. Sabah ilaçlarını veren hastabakıcı ise aynı gün durduk yere kafasına düşen bir çekiç nedeniyle öldü. Kimse hastanede çekiç ne arıyordu diye sorgulamadı. "Basit bir iş kazası" diye geçti kayıtlara...
Basit bir iş kazası...

***
Akılçelen'i 11 yıl önce yazmıştım. Bu yazdığım yazıyla hiçbir ilgisi olmayan, bambaşka ve daha karanlık bir öyküydü. Gelmiş geçmiş en iyi yazım sayılabilir bana bakarsanız. Çok az kişiye okutmuştum, etkileyici denmişti. Sen o yaşında neyi etkisindeydin derseniz "Nietzsche'nin Deniz Aşığı".

Kitap bittiğinde ben de o kadar karanlıktaydım ki bir şey yazmam gerek derken bu sözler çıkmıştı. 2013 yılından 2002'deki "Yeliz"e izninizle bir selam çakıyorum...


***
* Gün 10. Eskiden yazdığınız bir şeyi bulun, girişini yeniden yazarak ona yeni bir ton verin...

Yorumlar

  1. :) çok etkileyici gerçekten de:)

    YanıtlaSil
  2. Kısa hikayeler kitabına bir hikaye daha :) Ellerine sağlık. Bayıldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatlı hikayeler yazıcam derken benimki oldu iç karartan hikayeler :) Ne dersin bu kitabı okuyan olur mu :p
      Yorum için çok çok teşekkür ederim. İlk yazdıktan sonra bir an bunu da yayınlamayaydım iyiydi diye kendi başımın etini yedim ama yorumlar gelince mutlu oldum. Çok teşekkürler :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar