#Blogfırtınası4- Güzel Bir Karakteri Anlatır Bir Yazı

#Kİadındabirdostuyazdım

Sizi gizli bir dostumla tanıştırayım. Gerçi dostum dediğime göre ne kadar gizli kalabilir ki... İnsan bir ömür boyunca kaç dost edinebilir, kaç dostun da dost olarak kaldığı bir yaşam sürebilir...

Bu geçmişten gelen ve geleceğe giden bir dost ama...


Biz karşılaşalı çok olmuştu. Yine de ben, her şeyin ilk başta sıradan duranının sıradışı olabileceğini hayattan öğrendim. Bir alevle başlayıp sönen dostluklar, ilişkiler vardır. Sarsar ama kısa sürer. Bakarsınız ardından uçup gidecek olan bir balon aslında, sizin tutmasam da benimle, dediğiniz... Bir de serbest dolaşımda olanlar vardır, tutamazsınız onları, sadece aynı yörüngede dans etmeyi öğrenirsiniz. Bu dostluk biraz öyle işte.


Kendi gökyüzümüzde sessizce havalanan balonlardık, bir gün karşılaştık ama görmedik birbirimizi. Sonra bir gün yine karşılaştık ve kelimelerimiz birleşti. Birlikte güzel cümleler kurduk, birlikte çok acı paylaştık, yaraya merhem sürmeden ama... Yaranın konuşmasına izin vererek, bazen kabuğunu deşerek, bazen yazıp bitirerek...

Bendeki ilk unutulmaz cümlesi "Ben erken öleceğim." oldu. O zamana kadar bu cümle intihardan başkasını çağrıştırmazdı bana. "Hayat, her zaman yaşayacak kadar güzel olmayabilir; ama, erken ölecek kadar da kötü değil." dedim. "Anlamıyorsun, ben erken öleceğim. Baksana hayatıma! 20 yaşıma gelmeden ne acılar gördüm... Erken alacak yanına, seviyor ve erken sınıyor beni." İnsan başkasının acısını kıskanır mı? İç geçirdim o dakika. Benim hayatımda neden acı yok, ders yok, öğreti yok diye. Şimdi, acının her halinden korktuğum şu zamanda diyorum ki, -bazen- kendimden salak birini tanımam zaten...

Bu dostun bir günü nasıl geçer, ne yer ne içer kimin umrunda... Hepimiz bir şeyler yiyip içiyoruz, bir şekilde aynı rutinde geçiyor hayatımız. Adı ne... Çok merak ettiyseniz "Ki" diyelim. Ki güzel rakı içer, ben görmedim ama bir gün hak eden birinin o sofradan kalkıp burnuna yumruk atmışlığı varmış. Bir görseniz, bunun gerçek olabileceğine hayatta inanmazsınız :) Ki, bazen kabuğuna çekilir. Bu yönümüz çok benzer. O zamanlar, hiç konuşmayız. Uzakta hikayeler toplar, özlem biriktiririz. Ki'nin gözleri derindir. Derin konuşurken daha da derinleşir. Bu nedenle pek de konuşmaz.

Ki ile biz özgür dolaşan balonlarız. İplerimiz birbirine dolaşmasın diye atıverdik iplerimizi... Yıllar yıllar geçse bile o iplersiz de buluruz birbirimizi...

Ki, gerçek mi? Kim bilebilir ki?..

* Gün 4. Kafanızdan bir karakter atın ve onun hikayesini yazın. 

Yorumlar

  1. Bence sen kısa hikayeler yazmalısın:) Sonuna kadar, yürekten destekliyorum seni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada bu yazıları yazmak bile yüzümü kızartırken :) Ah bu utangaçlıkla çok zor, ama yüreklendirdiğin için çok mutlu oldum, çok teşekkür ederim Sinemcim :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar